Yazarlar // 25 Ocak 2015 Pazar 00:00
Ragıp GÖKER
Dün ikinci yarıdan beklentilerimi yazarken, önümüzdeki iki deplasman maçını kaybedersek düşme potasında, kazanırsak ise zirvede yer alabileceğimizi yazmıştım.
O yazımı bitirirken Samsunspor’un ‘durumu idare eden’ bir takım olmayacağını, her maça kazanmak için çıkması gerektiğini de yazmıştım.
Dün gördük ki; Denizli Atatürk Stadına oynanan maça kazanmak için çıkmıştı Samsunspor.
Özellikle maçın ilk yarısında ortaya konan futbol ile gelen galibiyetin ve dolayısıyla üç puanın hak edilerek kazanıldığını düşünüyorum.
Bu Recep Niyaz’ın zaten iyi bir oyuncu olduğuna inanıyordum.
Recep Niyaz, dün Denizli’de gelen galibiyetin MBilla Etame ile birlikte mimarıydı.
Ofedu da Denizli’deki maçta bu takımın hücum gücüne katkı vereceğini göstermiştir.
Samsunspor, maçın ilk yarısı boyunca Denizlispor’un yarı sahayı geçmesine izin vermedi. Bu nedenle Denizlispor ilk pozisyonunu ancak maçın ikinci yarısında bulabildi.
Savunmamızın göbeğinde oynayan yeni transfer Sezer Özmen’in Fatih Kılıçkaya ile uyum içinde olacağını gördük. “O kadarını Ercan Yazıcı da oynardı” diye düşünenlere da katılmakla birlikte bu yeni transferin o bölgede rekabeti arttıracağını düşünüyorum.
Murat Akyüz’ün cezalı olması nedeniyle savunmanın sağında oynama şansını bir kere daha yakalayan Ali Zorlu, savunmada savruk olduğu gibi takımın hücum gücüne hiç katkı veremedi. Bu nedenle Ali Zorlu’ya Samsunspor formanın bir numara fazla geldiğini düşünüyorum.
Ama beni asıl kaygılandıran Ahmet Burak Solakel’deki düşüştür. Gecen sene bizi Play Off gurubuna taşıyan oyunculardan olan Ahmet Burak Solakel’den bir patlama bekledim ama o eski Ahmet Burak Solakel’den dün de en ufak bir işaret yoktu.
Taha Yalçıner de o eski formundan uzak görünmesine rağmen, bu kardeşimiz yine de yüreğini ortaya koyan ve takımı için her şeyini veren oyuncumuzdu.
Maçın ikinci yarısında Denizlispor üzerimize çok geldi. Bir gol buldular, iki de gol olabilecek pozisyonu değerlendiremediler ama Denizli takımının pozisyon bulmasını bizim savunmamızın her iki kanadındaki oyuncularımızın oyundan erken düşmesine bağlıyorum.
Dün bizim takımın özellikle maçın ikinci yarısı boyunca yaşadığı sıkıntı gibi, savunmanın sağında ve solundaki oyuncuların takımı ileriye taşımada katkı vermemesi durumunda oyunda sürekliliği sağlamak mümkün olmuyor.
Denizli de 2 atıp bir yediğimiz maçı farklı da kazanabilirdik.
Rakibimiz bir iki pozisyon buldu ama Mbilla ve Ofedu ile bizim takım da farkı arttıracak şansı yakalamıştı.
Özellikle son dakikalarda Doğan Erdoğan, bencil davranmayıp arkadaşına o topu vermiş olsa yine de iki farklı bir sonuç olurdu. Zira bir golün bile çok önemli bir avantaj olduğunu biliyorum.
Öyle anlaşılıyor ki bu kardeşimiz Altınordu maçında yaşananlarını psikolojik durumundan henüz kurtulamamış. O iyi bir oyuncu ve bize daha çok maçta katkı verecektir o nedenle bir an önce o durumdan kurtulup kendisini Samsunpor’un başarısına adamalıdır. Zira kendisini oyuna vermesi ve başarılı olması Samsunspor’a yarayacaktır ama bu daha çok onun menfaatine olacaktır.