limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Hafta Arası Maç Tatsız Tuzsuz
Yazarlar // 28 Ekim 2013 Pazartesi 00:00

Ragıp GÖKER

Alışmışım bir kere Cumartesi, Pazar’a.

Hafta arası oynanan maçları bir türlü sevemedim ben. Tatsız tuzsuz oluyor çünkü.

Taraftar bile gelmiyor stada.

Türkiye’yi hayran bırakan o tribün gösterisinden mahrum kaldık. Bizim takımın en az seyirciyle oynadığı maç buydu.

Taraftarımızın yarısı yok gibiydi.


Bu coşkulu destekten yoksunduk, bir de iki hücumcumuzdan.  Ekigho ve Adiloviç sakatlıkları nedeniyle kadroda yoklardı, biliyorsunuz.

Acaba nasıl olacaktı maç?

Haluk Türkeri’nin kendini bu maça iyi hazırlayacağını düşünüyordum. İyi de başladı aslında ama devamını getiremedi. 15. dakikadan sonra oyundan düştü. Çok ta gergin, bir an önce bu gerginliği üzerinden atmasını öneririm.

Maça fırtına gibi başladı bizim takım. sayısız pozisyon bulduk rakip kalede. Adeta ablukaya aldılar Demirspor kalesini.

Rakibin tek seçeneği, savunmamızın arkasına atılacak uzun toplarla kontra atak aramaktı. Derken, bir uzun topta Dorge, bizim Soner’le karşı karşıya kalınca rakibin ayağına yatmak tek seçenek gibiydi. Soner’de öyle yaptı ama hakem ‘’Penaltı’’ dedi.

Bizim Soner’in bir huyu var arkadaş ve ben o huyunu çok seviyorum.              

‘’Gol yesem bile penaltıdan asla‘’ diyor.

Ve fakat…

Soner, penaltıdan golü yemeyince, bu pozisyon bizim takımı ateşleyeceğine rakibe doping oldu.

Balansımız bozuldu.

Üst üste pozisyon yemeye başladık. Birinde de stoperimiz Cemil’in hatasından yararlanan Efe İnanç, Adana Demirspor’un golünü attı.

Musa Sinan Yılmazer, böyle giderse bu sene bize çok katkı verir.  Sahada skor olarak geriye düşmemizi kabul etmeyen bir iki oyuncumuzdan birisiydi. Hırsını bireysel becerisiyle de birleştirince maçta eşitliği sağlayan adam oldu.

Kalpar’ın oyun planında Haluk Türkeri Pivot Santrafor olarak ilerideki tek adamımızdı. Aminu Umar, onun hemen arkasındaki adamımızdı. Haluk Türkeri’nin ona yapacağı servisle gole gitmemiz hesap edilmişti.

Ve fakat…

Haluk Türkeri kendisinden  beklenen o katkıyı yapmaktan uzak olunca bizim takımın pozisyon yapması da Umar ve Musa Sinan’ın kişisel becerilerine kalmıştı.

Adiloviç ve Ekigho’nun yokluğunda forma bulan Serkan Çalık da kendisinden bekleneni veremeyen oyuncularımızdandı.

Musa Aydın’ın oyundaki verimliliği ilk yarıyla sınırlı kalınca maçın ikinci yarısı bizim takım pozisyon kısırlığı yaşadı, oyunun seyir zevki de düştü.

İkinci yarıda bizim takımın orta alandaki direncinin yanı sıra verimliği de kayboldu, oyunu daha çok Adana Demirspor takımı kontrol etti denilebilir.

Hani nasıl söylenir; ‘’Perşembenin gelişi Çarşamba’dan bellidir’’ diye. Demirspor takımının gol atacağı da ayan beyan belliydi.

‘’Gol yiyeceğiz’’ dedim Mehmet Yazıcı’ya, iki dakika geçmedi golü attı adamlar.

Denizli maçı ile ilgili yazımda ‘’Bu takımın en iyi tarafı yenilgiyi kabul etmiyor’’ diye yazmıştım. ‘’Galiba bu takım beni yanıltacak’’ diye düşünürken ikinci yarıda oyuna giren Arif Şahin, bir köşe vuruşu sonucu beraberlik golümüzü attı.

Yanılmadım.

Kazanmak elbette iyi olurdu.

Kaybetmemek de böyle bir oyunun sonunda iyidir!

Maçın hakemi mi?

Affınıza sığınarak yazıyorum;

Ota boka düdük çaldı, maçın seyir zevkinin düşmesinde baş aktörlerdendi.