İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocoğlu sendikaların çağrısı ile Gezi Park protestoları çerçevesinde greve gidecek işçilerin cezalandırılacağını açıklamış. Bu haberi okuyunca şaşkına döndüm. Eşim CHP’ de siyaset yapar Kurultay Delegesidir. O da bu haberi okuyunca şaşkınlığını gizleyemedi. Evde tepkisini yüksek sesle dile getirdi.
Kocaoğlu’ na bu konuda yanlış düşündüğünü söyleyen parti yetkilileri olacaktır. Öyle inanıyorum ki Kocaoğlu bu kararından vazgeçecektir.
Ama Melih Gökçek’e ne demeli;
“İşten atarım” diyor.
Bir de ekliyor, ”Pişman oldum diyeni affederim”.
İşten atarmış.
Kibrin tavan yapmış haline en sağlam örnek.
Aziz Kocaoğlu’nun partiden ağabeyleri kulağını çekmişlerdir.
Bin kere pişman olmuştur o sözü ettiğine de, Melih Bey’ e geri adım attıracak kimsenin olduğunu düşünmüyorum ben.
Aslında Melih Beye’ de Aziz Beye de söyledikleri nedeniyle çok kızıyor olsam da, söylediklerine çok şaşırmıyorum.
Şaşkınlığım çok kısa sürdü yani.
Ortam böyle sözleri söylemek için gayet müsait yani.
Hak aramak, özellikle grev yapmak suç sayılıyor ülkemizde nicedir.
Sınıf mücadelesinin anlamı unutuldu ülkemizde.
Rastgele sor sokakta birine “Nesin sen?” diye.
İşçiyse, “İşçiyim”
Memursa “Memurum”
Yada köylüyse “Köylüyüm” demeyecektir.
Ya ne diyecektir:
“Türk’ üm” diyecektir.
Ya da Müslüman olduğunu söyleyecektir.
Haliyle, durum böyle olunca hak arayışı sırasında greve giden işçileri Belediye Başkanı olan işverenin “Kovarım sizi” diye tehdit etmesi bize çok normal bir durummuş gibi geliyor.
Bu gibi haberleri okuyunca da, “Türkiye normalleşiyor” diyenlere sadece gülüp geçiyorum ben.
Greve giden ya da gitmek zorunda olanları suçlamadığımız vakit, Ülkemin normalleştiğini söyleyebiliriz ancak.
* * * *
Baro Başkanı neden çekinir?
Gezi park protestoları yurdun birçok yerinde olduğu gibi Samsun’da sürüyor biliyorsunuz.
Gösterilerde polisin orantısız güç kullandığını ve gereksiz gözaltı durumları oluştuğunu iddia eden bir gurup avukat, Samsun Barosundan bir avukatın da gözaltına alınması üzerine Adiliye önünde Basın açıklaması yapmak istediler.
Bu amaçla bir metin de hazırlandı.
İddia o dur ki; metin Baro Başkanı Necat Anıl tarafından değiştirildi.
Ve yine iddia olunur ki; Baro Başkanı açıklamayı Adliye Binası önünde yapmak yerine Barodaki odasında yapmış olmasıdır. Bazı avukatlar Baro Başkanının Adiye önünde açıklama yapmaktan çekindiğini ileri sürüyorlar ve Başkanın İktidara şirin görünmek amacıyla bunu yaptığını ve metni ilk kaleme alınan haliyle değil de değiştirilmiş haliyle okuduğunu ileri sürüyorlar.
Tanıdığım Necat Anıl, böylesi durumlarda geri adım atacak biri değildir.Başkanın, bu konuda söyleyecek bir sözü olursa sütunum kendisinin görüşlerine de açıktır.