istanbul sex shop casino siteleri istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama baker depolama
Gerçekleri Görmemek
Yazarlar // 12 Kasım 2015 Perşembe 00:00

Ragıp GÖKER

Seçim günü aldığım mektupla ilgili nicedir yazmak istiyordum.
Kısmet bugüneymiş.
Mektup  imzasız.
Samsun’dan postaya verildiği anlaşılan mektup, el yazısıyla keleme alınmış olmasına rağmen, oldukça düzgün yazılmış.
Hiç imla hatası yok mesela.
Yazanın iyi bir eğitim aldığı anlaşılıyor yani.
Meçhulden gelen mektupta bir övgü yok.
Ama dolaylı bir suçlama var.
Meçhul okurum, iki ayrı fıkradan oluşan mektuptaki fıkralar üzerinden yaptığı bir göndermeyle, beni olayları olduğundan farklı göstermekle suçlamış.
‘’Görüyorsun ama gördüğünü inkar ediyorsun. Daha fena olanı da gördüklerini değil de, görmek istediklerini yazıyorsun’’ demeye getirmiş.
Mektubu okuyunca  ‘’Bir okurum beni bir neden suçlamak istemiş olabilir’’ diye düşündüm.
Yazılarıma şöyle bir göz atınca, mektubun postaya verildiği tarihin, seçim öncesinde yazdığım ‘’CHP’nin 3 hesabı tutar mı’’ başlıklı yazımın yayınlandığı tarihlere denk geldiğini fark ettim.
Mektubun o yazıma bir cevap niteliği taşıdığını düşünüyorum.
Meslekte 40 yılını doldurmak üzere olan bir gazeteciyim.
Benim de siyasi bir görüşüm var elbette.
İşimi yaparken yüzde yüz tarafsız olduğumu iddia edemem. Ama bir gazetecinin olması gerektiği kadar objektifim.
Objektif olmakta bir anlamda tarafsızlıktır aslında.
‘’CHP’nin 3 hesabı tutar mı’’ başlıklı yazımı merak edenler için, o yazıda ne anlatmak istediğimi özetleyeyim dilerseniz.
MHP çevrelerinde, CHP’nin üçüncü milletvekilliğini kazanmasının zor bir ihtimal olduğu, bu nedenle MHP’nin ikinci milletvekilliğine daha yakın olduğu konuşuluyordu. Bu iddialarına karşın ben de, CHP’nin üçüncü sandalyeye ulaşma şansının MHP’nin ikinci sandalyeye ulaşma şansından daha yakın olduğunu yazmıştım.
Zira Hedef HALK olarak yaptığımız anket çalışmaları sırasında MHP’nin oy kaybedeceğini anlamıştık.
7 Haziran’da MHP’nin ikinci sıradaki adayı Hüseyin Edis'in, AK Pati’nin altıncı sıradaki adayı Kamuran Özden’i yaklaşık 400 oyla geçerek seçilmiş olmasından yola çıkarak, Hüseyin Edis'in 1 Kasım’da seçilemeyeceği anlaşılıyordu.
Buna karşın, AK Parti’nin aynı oyu alması durumunda CHP’nin üçüncü sandalyeye ulaşabilmesi için oyunu 26 bin dolayında artırması yetecekti.
Bundan hareketle MHP'nin kaybedeceği milletvekilini CHP'nin kazanmasının mümkün olduğunu düşünmüştük.
Çünkü sahada ne kadar çok Devlet Bahçeli’den şikayet eden varsa, bir o kadar da Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutumunu öven seçmen vardı.
Bu nedenle oyunu biraz artırması durumunda CHP‘nin üçüncü sandalyeye yakın olduğuna inanmıştık ama CHP oyunu arttıramadığı gibi, 10 bin dolayında oy kaybedince herkes gibi biz de yanılmış olduk.
Yanılan sadece biz olmadık zaten.
‘’CHP’nin oyları artacak’’ diyen anketçilerde yanıldı.
Yanılmak başka şey, gerçekleri saklamak veya olduğundan farklı göstermek ise daha başka şey.
Keşke mektubu yazan, kimliğini gizlemeseydi de, onun yüzü karşı ‘’Beni suçladın ama bak sen de yanıldın ’’ diyebilseydim.
Beşer şaşar.
Beşir şaşmaz.
Biz de zaten ‘Beşir’ değiliz.