Yazarlar // 4 Kasım 2015 Çarşamba 00:00
İsmail BAŞARAN
MHP’nin dört aylık Samsun milletvekili Hüseyin Edis “Genel Merkez Hesabını Yapmalı” demiş.
Bir pencereden bakınca bu söylem doğru…
Ancak o pencerenin karşısından bakınca biraz yanlış geldi bana.
Genel Merkezine “Hebasını Yapmalı” çağrısında bulunan milletvekili adayı “Ben de hesabımı yapacağım, nerede yanlış yaptığımı sorgulayacağım” demeli öncelikle.
Oysa Hüseyin Edis bakın neler demiş:
“Samsun’da farklı bir hava vardı, sürpriz oldu. Siyasete yeni başladık, devam edeceğiz, şapkamızı önümüze koyacağız…”
Bir Genel Merkez düşünün. Bu genel merkez devletin bir kurumundan gelen bir zatı muhteremi listesinin ikinci sırasına koyuyor.
Bu zatı muhterem seçimi kazandığını sanıyor, genel konjonktür nedeniyle kazandığını belki de algılayamıyor.
“Ben kazandım” diyor.
Egosu şişiyor.
Bu Genel Merkez dört ay sonra yapılacak erken genel seçimlerde zatı muhterem Hüseyin Edis’i yine listenin ikinci sırasına koyuyor.
Edis bu kez seçilemiyor.
Ve ilk demeci “Genel Merkez Hesabını yapmalı” oluyor.
Evet, MHP Genel Merkezi hesabını yapmalı, seçimi neden kazanamadıklarını Samsun’da oylarının neden düştüğünü sorgulamalı.
Seçim süresince partisinden kimlerin sahada gece gündüz çalıştığını kimlerin ise yan gelip yattığını sorgulamalı.
Sorgulamalı ki bundan sonra yapılacak seçimlerde bu durumla karşılaşılmasın bir daha.
Bilmem anlatabildim mi?
KONVOYLAR VE HAVAİ FİŞEKLER
AK Parti’nin aldığı bir karar vardı.
Türkiye’de terör belası olduğundan asker ve polislerin ve de bombalarla sivillerin öldüğü şehit olduğu bu günlerde konvoy düzenlemek hiç de iyi değildir.
Bu karar sonuna kadar doğruydu ve muhalefet partileri de bu karara uymuş hatta daha da ileri giderek meydan mitinglerini bile iptal etmişlerdi.
Bunun siyasi bir tuzak olduğunu görememişlerdi ne yazık ki…
Seçim günü akşamı Samsun’un çeşitli yerlerinde havai fişeklerin atıldığını duyup görünce aklıma şu soru takılmıştı:
Ne oldu, terörde ölenler geri mi geldi ki eğlence başladı, ahlar ve vahlar kazanana kadar mıydı?
Gecenin galibi diğer partiler olsaydı durum değişik mi olacaktı?
Hiç sanmıyorum…
Yine ayıp olacaktı…
CHP BİR OKULDUR
Necile Çokay, tanıdığım “iyi” CHP’lilerdendir.
Partisi kendisini dördüncü sıradan aday gösterdiğinde de çalışıyordu, üçüncü sıradan aday gösterdiğinde de.
Bu sıralamada altıncılık verildiğinde de çalışıyordu.
Malıyla hem de.
Malıyla derken...
Necile Çokay dört yıl öncesi seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de İstiklal Caddesi’nin sonundaki mülkünün kapılarını açmış partisine Seçim Koordinasyon Merkezi yapmıştı.
Konuşurken “CHP, bir okuldur, biz de bu okulun öğrencisiyiz. Listede olsak da görevimizi yapar çalışırız, olmasak da. Listenin üçüncü sırasında olsak da çalışırız, altıncı sırasında olsak da” dedi.
Kime veya kimlere gönderme yaptığını ise sormadım.
Necile Çokay iyi bir CHP’lidir ve vardır bir bildiği…
GÜNÜN SÖZÜ
Sabah akla getirilen ufacık fakat pozitif bir düşünce tüm gününüzü aydınlatabilir.