AK Partili Mustafa Demir gitti, AK Partili Halit Doğan geldi.
Sözüm ona Samsun'da Büyükşehir Belediye yönetimi değişti yani.
Ve fakat.
Değişen bir şey olmadı.
Halit Doğan yönetimindeki Büyükşehir, içme suyunun TÜFE'ye göre tarifesinde kaldığı yerden devam ediyor.
Mustafa Demir''in seçim öncesinde yakın çevresindekilere, belediyedeki görevine danışman olarak devam edeceğini söylediğine dair haberler çıkınca, Demir için ''Gölge Başkan'' şeklindeki yakıştırmaları, Halit Doğan'a haksızlık olarak görürüm ve bu nedenle o türden söylentilere itibar etmem.
Ve fakat.
Özellikle içme suyu fiyatlarının TÜFE’ye göre zamlanma durumunu göz önünde tuttuğumda ise ''Gelen, gideni aratırmış'' derim ama.
Bir Samsunlu olarak yine de şükrediyorum.
Tarifeyi uygularken iyi ki; ENAG verilerini dikkate almıyorlar.
Şaka bir yana.
Sahi nedir bu her ay su faturalarına zam yapılması.
Hükümetin, enflasyonla mücadele kararlarının hilafına bir durum değil mi bu, tarifenin TÜFE'ye göre ayarlanması.
Kaldı ki;
Su;
İnsanlığın en temel ihtiyaçlarından biridir.
Belediyelerin de konuya böyle bakması lazım bence.
Bir kamu kurumu olan belediyeler, vatandaşlara sağlıklı içme suyunu vermekle yükümlüdür.
Ki;
Sosyal devlet ilkesinin en belirgin ilklerinden biridir bu.
Bildiğim kadarıyla, bu temel ilke nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi, borcunu ödeyemeyen vatandaşların içme suyunu bile kesmiyor.
İBB, su faturalarından dolayı alacağını bağışlamıyordur ve bir şekilde tahsili yoluna gidiyordur elbette ancak, İstanbul'da hiç kimsenin içme suyu borcundan dolayı kesilmiyor.
Zaten orada askıda fatura gibi bir uygulamayla, borcunu ödeyemeyen vatandaşların faturaları büyük ölçüde yardımseverler tarafından ödeniyor zaten.
Demem o ki;
Su en temel ihtiyaçtır.
Bir ticari meta olarak görülemez.
Özellikle kamu kurumu özelliğindeki belediyeler, içme suyu faturalarını belediyelerin borçlarını ödeyeceği bir gelir kaynağı olarak görmemelidir.
TASARRUF GENELGESİ
Bu arada Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından dün tasarruf genelgesi açıklandı biliyorsunuz.
Genelge, o çok tartışılan kamudaki araç israfına son verileceğini anlatıyor.
Hazine Bakanı, ''Üç yıl boyunca yeni araç alınmayacak, üç yıl boyunca yeni kamu binası yapılmayacak'' dedi.
Ve fakat.
Kamuya köprü, hastane ve yol gibi inşaatları yapan müteahhitlere yapılan döviz cinsinden ödemelerde tasarruftan söz edilmiyor.
Genelgede, itibardan tasarruf edileceğine dair bir ibareye de rastlayamadım.
Bu durumda yine vatandaşların tasarruf etmeleri ve bir kere daha kemer sıkmaları istenecekmiş gibi bir duyguya kapıldım nedense.
Ki;
Temmuz ayında memur ve emekli maaşlarına yapılması beklenen zam oranlarının da tasarruf genelgesine takılmasından korkarım.
Bu demek değil ki;
Memur ve emeklilere zam yapılmayacak.
Zam yapılacaktır elbette ama korkarım oran, hiçbir memur ve emekliyi memnun etmeyecektir.