Samsun, Sağlık Kenti olma yolunda önemli hamleler yapıyor.
Eksiklerimiz yok mu?
Var elbet.
Araştırma Hastanesi ile ilgili düşüncelerimizi daha önce yazmıştık.
Babam Aydın Göker’i Gazi Devlet Hastanesine yatırdım dün.
Yakın dostum Can Aydın’a emanet ettim. Canımın yarısı
Araştırma Hastanesinde başarılı bir operasyon geçirmişti Babacığım.
Patoloji sonucu bozuk çıktı.
Mesanesinde Tümer bulgusuna rastlandı.
Can, ‘’Bana getir, bir de ben bakayım’’ deyince önceki gün Can’a emanet ederek yeniden hastaneye yatırdık Babamızı.
Yarın biyopsi yapılacak.
Küçük bir operasyon geçirecek yani.
Araştırmada olduğu gibi burada da büyük ilgi gördük.
Bi kere ’’Bal dök, yala’’ denir ya.
Tam öyle, pırıl pırıl.
Tertemiz bir hastane.
Bir ara Başhekim’e gittim, tanışmıyorduk ta kendisiyle.
‘’Nasıl yardımcı olabilirim’’ diye karşıladı Başhekim Op. Dr. Ahmet A. İsmailoğlu.
Bir talebim olmadığını, sadece hastanede gördüklerim nedeniyle teşekkür etmeye geldiğimi söyleyince Başhekim Bey şaşırdı aslında.
Kendisinden hep bir talepte bulunulduğu için şaşırmakta haksız da sayılmaz.
Bu defa Doktor karşısında bir Gazeteciyi görünce, Hastane hakkında düşüncelerimi öğrenmek istedi.
Bir kısmını kendisine de söyledim.
Herkes bilsin diye burada da yazarak not düşmek isterim.
Hastaneyi iki bakımdan değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum.
Teşhis ve tedavi yani.
Poliklinik ve tedavi bölümünü ayrı ayrı değerlendirmek gerekir.
Poliklinik her zaman olduğu gibi kalabalık. Hastanenin şehrin içinde kalması nedeniyle talep de fazla oluyor aslında. Bu bakımdan yığılmaların önüne geçilemiyor.
Tedavi kısmı için söylenecek bir şey yok. Ben bir eksik görmedim.
Poliklinikteki yığılmanın önü bi şekilde alınırsa ki olabileceğine inanıyorum.
Gazi Devlet Hastanesi, ‘’Beni Türk hekimlerine emanet ediniz’’ diyen Gazi’ye yakışır bir hastane olur.