istanbul sex shop casino siteleri istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama baker depolama
Gazeteciyi Susturma İhtiyacı
Yazarlar // 25 Haziran 2021 Cuma 15:50

Ragıp GÖKER

Ondokuzmayıs ilçesinde hastane inşaatındaki eksikleri belgeleyen Yeniçağ Gazetesi Muhabiri İbrahim Akkuş’un, iddialara göre inşaatın müteahhidine bağlı adamlar tarafından belediye binasında saldırıya uğradığına dair haberleri gerek H.HALK'ın manşetindeki haberden ve gerekse gazetenin köşe yazılarından okumuşsunuzdur.

İşin ilginci, İbrahim Akkuş'u doğalgaz borularıyla darp eden kişilerin mahkemeye bile çıkarılmadan karakoldan salıverilmeleridir.

Böylesi durumlarda ''Bir bildikleri vardır'' diye söylenir ama ben öyle demeyeceğim elbette.

Gazetecinin yaptığı iş bir anlamda kamu görevidir.

İbrahim Akkuş da senin- benim yani hepimizin vergilerinden ayrılan payla yapılan devlet hastanesindeki eksik işleri belgelemeye çalıştığı için darp edilmiş.

Yani kamunun çıkarlarını gözetme amacıyla yaptığı iş için dövülmüş.

Mahkemenin hükmü ne olurdu bilemem ama saldırıyı gerçekleştirenlerin en azından savcıya hesap vermeleri gerekirdi.

İbrahim Akkuş, saldırıyı gerçekleştirenlerden şikayetçi olur mu bilmediğim için sürecin bundan böyle nasıl işleyeceğine dair bilgim de yok.

Ve fakat.

Şunu söylemek isterim:

Gazeteci neden susturulmak istenir?

Bu soruya doğru cevap verebilmek için gazeteci kime denir?

Bu soruya cevap bulmak lazım gelir diye düşünüyorum.

Gazeteci tarifini en doğru biçimde rahmetli Uğur Mumcu yapmıştı, Mumcu'nun sözü üzerine söz söylemenin abes olacağını bildiğim için ben de rahmetlinin tarifini buraya koymuş olayım.

Şöyle ki;

''Sır saklayan, haber ve bilgi kaynağını gizlemesini bilen, gerektiğinde hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insan, gazetecidir."

Bu tarifteki kilit cümle şudur aslında.

''Gerektiğinde hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insan gazetecidir''

Hükümetler, haberlerde hep kendi yaptığı işlerden övgüyle söz edilmesini isterler.

İcraatlarının eleştirilmesine tahammül edemezler.

Bunu biliriz.

''Eski Türkiye'' denilen ülkemde belki durum böyle değildi ama şimdilerde hükümetlerin medyayı kontrol etme çabalarının nedeni budur aslında.

Medyada hükümetlerin icraatları bir noktaya kadar yine de eleştiriliyor.

Yanlış haberler olmuyor mu?

Oluyor elbette.

Dünkü yazımda da belirttiğim gibi gazeteci de olsa bir insanın suç işleme özgürlüğü olamaz.

Yalan ve yalan haberin hesabını mahkemeler sorar zira.

Hesap orada verilir.

Asıl sıkıntı rahmetli Uğur Mumcu'nun işaret ettiği gibi güç odaklarıdır.

Mahkemelerde hesaplaşmayı falan beklemez onlar.

Kötekle hesap sormaya çalışırlar.

Ondokuzmayıs'ta yaşanan olay gibi yani.

Haklıysan ve haklı olduğuna inanıyorsan mahkemede sorsana hesabını!

Kaba kuvvet neyin nesi!

Dağ başı mı burası?

Herkes haklılığını ispat için eline sopa alırsa, bu ülkede düzeni nasıl sağlarız.

İbrahim Akkuş, açılışa üç gün kala hastane inşaatında tespit ettiği eksiklerin görüntülerini  sosyal medyada paylaşınca kıyamet kopmuş.

Doğalgaz borularıyla dövülerek cezalandırılmış.

Susturulmak istenmiş yani.

Neden?

Bu sorunun cevabı basit aslında!

Sen - ben- biz bazı şeyleri duymayalım, öğrenmeyelim diye.

Bilmem anlatabildim mi?