Ahmet Hakan yazdıkları beğenilmediği için saldırıya uğrayan ilk gazeteci değil, son da olmayacak.
Abdi İpekçi, Çetin Emeç ve Uğur Mumcu katledilmişlerdi.
Bırakın dayak atmayı cinayetle sonuçlanan saldırlar bile gazetecileri yıldırmadı.
Yıldıramaz.
Gazeteci, yazılarını birileri beğensin diye yazmaz.
Yazdıklarının birileri tarafından beğenilmeyeceğini de bilir.
Sonunda olacakları da göze alır bir bakıma.
Beğenilmediği ya da birilerine ters geldiği için, saldırıya uğramak ve hatta öldürülmek ‘gazetecinin fıtratında var’ dense yeridir.
Gazeteci yazdıkları nedeniyle bazen çok sevdiği insanların kırılmasına ve darılmasına da sebep olur.
Daha önce can ciğer kuzu sarması olduğum birçok arkadaşım yazdıklarım nedeniyle bana gönül koymuştur.
Bir süreliğine selamı sabahı kesenler bile oldu.
‘’Cezalandıracağız’’ diyenlere inat o kalem susmaz.
Gazeteci, her zaman hedefteki kişi olmuştur.
Futbolcuya kızan taraftar bile kötü oyundan gazeteciyi sorumlu tutmaya kalkar, 19 Mayıs’ın tribünlerinde bile kaç defa basını hedef alan sloganlar işitildi.
Gazeteciye yapılan saldırıda Ahmet Hakan son örnektir.
Ama en çarpıcı olanıdır.
Saldırı planlı mı bilmem ama bunun olacağı biliniyor gibiydi.
Özellikle meslektaşlarımız tarafından hedef gösterilmesi ilginçti.
Hürriyet gazetesi teröre yardım ettiği gerekçesiyle soruşturulurken, Ahmet Hakan gazete köşesinden tehdit edilince, hiçbir şey olmamış gibi davranılması da düşündürücüdür.
Dün bazı gazeteler olay çarpıtmayı bile denemiş.
Bazıları işi öylesine ileri getirmiş ki, bir tek ‘’Oh olsun’’ demedikleri kalmış.
Halkın arasında da bazı insanları bu tavırda görmek daha da üzücüdür.
Halkımızın büyük bir bölümü gazetecinin özgürlüğünün aslında kendi özgürlüğü olduğunu bilmiyor.
Gazeteler ve gazeteciler susar ya da susturulursa nereden alacak haberi, onun farkında değil aslında.
Halkımız olup biteni ancak gazetelerden ve gazetecilerden öğrenebilir.
Gazeteci saldırıya uğradığında ‘’Oh olsun’’ diyenler aslında kendi ayağına kurşun sıkıyor bir anlamda.
İktidarlar eleştirilmekten hoşlanmaz.
Bunu en iyi gazeteci bilir.
Bir gazeteci saldırıya uğramayı göze alarak hala eleştirel bir bakış sergiliyorsa, bil ki bunu senin için yapıyor.
O nedenledir ki;
Bir gazeteci dövüldüğünde ‘’Oh olsun’’ deme.
Lanetle.
Lanetle ki, senin haber alma özgürlüğünün önüne kimse engel koymayı düşünemesin bile.