limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Gazeteciler İçin Buruk Bayram
Yazarlar // 23 Temmuz 2020 Perşembe 00:01

İsmail BAŞARAN

Her mesleğin kendine özgü bir günü vardır. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 1946 yılında kurulduğu zaman “gazeteciler için de bir gün belirleyelim” düşüncesi ortaya atılmış. “İlk gazetenin çıktığı günü belirleyelim” demişler. Ama iki ayrı görüş ortaya çıkmış. Türkiye’de ilk gazetenin çıkışı, tabii Osmanlı’dan sonraki Cumhuriyet döneminde kalan topraklar üzerinde. İlk gazetenin çıkışı kimilerine göre 1831, yani Takvim-i Vakayi’nin yayınlanışı. İlk Türkçe gazete ama onu, resmi gazete olduğu için ilk gazete saymayan görüştekiler de 1861, yani Tercüman-ı Hakikat’ın çıkışını ileri sürmüşler. Bu anlaşmazlık nedeniyle o konuda bir görüş birliği olmamış. Bunun üzerine Rıfkı Atay, Akşam gazetesinde 24 Temmuz’u ortaya atmış.

24 Temmuz bildiğiniz gibi II. Meşrutiyet’te 1908’de Anayasa’nın yeniden yürürlüğe girmesinin ertesinde çıkan gazetelerin, gazeteciler tarafından sansür memurlarına verilmeden, gösterilmeden çıkarılmış olduğu bir gün. Yani bir başkaldırı simgesidir. Bu nedenle 24 Temmuz kabul edilmiş ve tabii Basın Bayramı olarak belirlenmiş…

Böyle bir tanımlamadan sonra başlayalım söze… İktidar kendi medyasını yaratmış. “Beni desteklemeyenlerin canı çıksın” mantığı her yerde hâkim kılınmaya başlanmış.

Ve bakın nereden nereye gelinmiş: 24 Temmuz yani 1908’de ilan edilen İkinci Meşrutiyet’te gazeteciler tarafından çıkarılan gazeteler sansür memuruna verilmeden gösterilmeden çıkarılmaya başlanmıştı. Ya bugün?

???

Bugün de, yani aradan yüz yılın üzerinde zaman geçtikten sonra da gazeteler çıkarılmadan önce sansür memuruna verilmiyor.

Peki, buna rağmen ülkemizde gazeteler gazeteciler tarafından mı çıkarılıyor?

İşte bu sorunun cevabına “Evet” diyebilmek galiba zordur. Çünkü yerel medya olsun, yaygın medya olsun ekonomi cenderesine sıkışmış, kımıldadıkça daha çok sıkışıyor. Bugününü rahat geçirmek telaşında olanlar hükümete yaslamışlar sırtlarını. Bazı gazeteler, diğer işlerini yoluna koyma sevdasındaki iş adamları tarafından çıkarılır olmuş.

Aradan yüz yılı aşkın süre geçtikten sonra hükümet çevreleri tarafından yandaş olmayan medyanın üzerine gidilir olmuş.

Hükümet, yerel medyaya biraz nefes aldıran Resmi İlanları günden güne kuşa çevirmekle kalmamış ortadan kaldırmayı kafasına koymuş. Gazeteci arkadaşlar, biliyor musunuz bu ne demek?

Bir dolu Anadolu gazetesinin kepenklerini kapatması, makinelerini susturması, birçok gazetecinin işsiz kalması demektir. Önümüzdeki günlerde, artık eleştiri sınırları içinde bile yazı yazabilmenin mümkün olamayacağı düşünülürse ben nasıl gazeteci arkadaşlarımın bayramını kutlarım ki…

Arkadaşlar, ekonomik sıkıntıların aşılacağı, hükümetlerin “yandaş medya yaratmayacağı” günler gelene kadar ben 24 Temmuz Gazeteciler Bayramı’nı kutlamayacağım. Peki, buna ömrüm yetecek mi? İşte ona ben karar veremem.

Sizler kutlar mısınız bilmem de yine de Bayramınız kutlu olsun. Özellikle genç arkadaşlar, bayramınıza sahip çıkın, bunun için kimseye boyun eğmeyim, eğecek olursanız da bırakım başka iş yapın, kalemini satanlara da gazeteci demeyin, bırakın ne yaparlarsa yapsınlar. Gün gelir iktidarlar ve yandaş patronlar da gerçek gazetecilerin yazdıklarına yani kalemini satmayanlara muhtaç olacaklardır.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Sevgi ne kadar büyükse kederi de o kadar büyük olacaktır. Spinoza.