Yazarlar // 10 Ocak 2015 Cumartesi 00:00
Ragıp GÖKER
Bugün, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü.
İnternetin bilgi deposu Vikipedi, bu günü şöyle tarif ediyor:
1961 Anayasasında gazeteciler lehine yer alan hükümlerden sonra "Çalışan Gazeteciler Bayramı" olarak kabul edilmiştir ancak, 12 Mart 1971 askeri darbesinden sonra bu hakların bir kısmının geri alınması üzerine " 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü" olarak değiştirilmiştir.
Peki, gazetecilik nedir ve kime gazeteci denir?
Herkes kendi meşrebine ve bilgisine göre bir tarif getirebilir ama yine Vikipedi’de yazılanlara göz atalım.
Gazeteciler, bir gazete veya derginin hazırlanmasında ve çıkarılmasında görev alan kişilerdir. Gazeteci, haber ve bilgi kaynağına çabuk ulaşmak ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri okurlara sunma işini üstlenmiştir. Gazetecinin bu görevini yapabilmesi için habere, olaya, olguya, belgeye ve bilgiye dayalı yazılar yazması gerekir. Bunun için de gazetecinin güvenilir kişi olması zorunludur. Gerektiğinde hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insan gazetecidir.
Bu tarife bir itirazı olan birisinin çıkacağını zannetmem.
Bugün çeşitli etkinliklerle kutlanacak.
Dün önce Vali ve OMÜ Rektöründen bugüne dair kutlama mesajları aldım.
Valimiz İbrahim Şahin ayrıca, meslektaşlarımızla birlikte beni de bu sabah kahvaltıya çağırmış.
Bu nazik tavır ve davranışları için hem Sayın Valimize hem Sayın Rektöre çok teşekkür ederim.
Bir haber için açıklama yapmak amacıyla davet edilsem hani nasıl söylenir “İki elim kanda da olsa gederim” diye. Gerçekten koşa koşa ve heyecanla o toplantılara giderim.
Gidenleri eleştirmem ama bir süredir bugün için düzenlenen etkinliğe katılmıyorum.
Ne diyor bak o tarif:
Gazetecinin bu görevini yapabilmesi için habere, olaya, olguya, belgeye ve bilgiye dayalı yazılar yazması gerekir.
Günümüzde gazetecinin haber için bilgiye kolay ulaştığını söyleyemeyiz.
Ve en önemlisi gerektiğinde hükümetle ve güç odaklarıyla savaşabilmeliyiz.
Bugün kaç gazeteci hükümete ve güç odaklarına kafa tutabiliyor.
Gazetecilik ille de hükümete ve güç odaklarına kafa tutmak için yapılmaz elbette ama bunun gerektiği haller de olabilir.
Bunun olabilmesi için basının özgür olması lazımdır.
“Basın hürdür ve sansür edilmez” diyebiliyor muyuz bugün.
Elbette ki sayfaların bir kısmı sansürün olduğu günlerdeki gibi boş çıkmıyor ama basının ve özellikle gazete sahipleri üzerinde baskı olmadığını söyleyemez kimse.
Başta Vali Bey olmak üzere iyi niyetle etkinlik düzenleyenlere teşekkür ederim ama10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü etkinliklerine bu sebeplerden dolayı katılmıyorum.