Bugün, profesyonel olarak 42 yıldır yapmakta olduğum mesleğimin Samsun’da içinde bulunduğu durumu biraz irdelemek istedim.
Öyle ya işimiz sadece karşı tarafı eleştirmek değil.
Aynada kendimizi de görmemiz gerekir.
Bunun için ise önce aynaya bakmamız şarttır.
Kentimizde gazeteciliği nasıl yansıtıyor bu sırlı cam?
Bakıyorum da, Samsun’da gazeteciliği yapmak için kollarını sıvayanların, öncelikle patronaj katında çoğunlukla gazetecileri göremiyorum. Gazeteciler yerlerini sermayeye bırakmış durumdalar.
Peki, sermaye neden gazete çıkarır?
Herhalde kentindeki vatandaşların bilgilendirilmesi amacıyla değildir.
Ya neden?
Kısacası manipülasyon (hileli yönlendirme) için.
Yani gerçekler umurlarında bile değildir.
Sermaye, okların kendilerine değmemesi için kalkan olarak kullanmaktadır medyayı.
Yaygın ve yerel medyanın büyük bölümünün hileli yönlendirme için kullanılması durumunda, çalışan gazetecilerin de büyük bölümünün bu hileli yönlendirme içinde yer almadığı savunulabilir mi?
xxx
Yerel seçimler yaklaşıyor. Mevcut belediye başkanları yeniden aday olabilmek adına olsa gerek yaptıklarını vatandaşa gösteriyorlar.
Belediye başkanları, vatandaşları gezdirip hizmetlerini anlatıyorlar.
Bolca seçmen eli ve ensesi tutuyor ve öpüyorlar.
Tabi bunun için de belediyelerine bir hayli harcama yaptırıyorlar.
İşte tam da burada yine medya devreye giriyor.
Yaratılmakta olan yandaş medya, haberleri kocaman kocaman veriyor ve vatandaş hizmetleri öğreniyor.
xxx
Samsun’da işleri konusunda gelecek kaygısı yaşayan patronların elindeki medyanın bir bölümü, reklam pastasının daralmaması adına bakıyorum da güçlüden taraf olmuş durumunda.
Sayfalarda yer alan haberlerden de bu zaten anlaşılıyor.
Yine Samsun’da aykırı ses veren medya kuruluşları da “Bastır parayı satın al, sesini kıs” anlayışına kurban ediliyor ve böylece çok seslilik değil de tek seslilik yaratılıyor.
Bazı direnenlerin akıbetlerinin ne olacağı ise meçhul…
xxx
Gelelim sorumuza.
Gazeteci tarafsız mı olmalı?
Bu satırların yazarı bu konuda şöyle düşünüyor:
Gazeteci asla tarafsız olmamalı.
Gazeteci taraf olmalı.
Ancak yaşadığı ülkenin bayrağı, toprak bütünlüğü ve sınırlarının korunması adına, yaşadığı kentin insanlarının hayat standartlarının yükseltilmesi adına, insanların hileli yönlendirilmesinin önüne geçilmesi ve doğruları öğrenmeleri adına taraf olmalı.
Gazeteci, özellikle böyle seçim dönemlerinde belediye başkanlarının borazanı durumuna düşüp sadece yaptıklarını yazmamalı.
Yapmadıklarını, hatalı yaptıklarını da yazmalı…
ELEKTRİK ALACAKLARINDAN VAZ GEÇİLECEK Mİ?
Haberi okuyunca Vallahi de Billahi de feleğim şaştı.
Önce kızdım sonra da “acaba sıra bize de gelir mi” diye sevindim.
Haber şöyleydi:
Van, Bitlis, Muş ve Hakkâri illerini kapsayan dört ilde 240 milyon lira düzeyinde elektrik alacağından vazgeçildi.
Peki, bu illerin dışındaki illerde de alacaklardan vazgeçilecek mi?
Yani Samsun’daki vatandaşın da elektrik borcundan vazgeçilecek mi?
Vazgeçilmeyecekse bu af ne anlama geliyor?
Orada affedilenlerin parası benden mi alınacak?
Eğer öyleyse haram zehir zıkkım olsun.
Bu işi yapanlardan hakkımı iki cihanda da helal etmiyorum, ellerim yakalarında olsun.
MUSTAFA KESKİN VE SİYASET
Mustafa Keskin, Kızılay Başkanı…
Samsun’da siyasetin zaman zaman tam da göbeğindedir kendisi.
Peki şu sıralar siyasette mi?
Bir yerden aday adayı veya aday mı?
Yoksa aday gösterilmeyi mi bekliyor?
Her ne kadar kent mobilyalarında afişlerini falan görmüyorsam da sosyal medyada görsellerine rastlıyorum.
Bu paylaşımlar neden acaba?
GÜNÜN FIKRASI
Mahkemede hakim Temel’e sormuş;
- Bunları sen mi yazdın?
- Pen yaztum.
- Oku bakalım.
- Okuyamayrum, yazarum ama okur teyulum.
GÜNÜN SÖZÜ
Akıllı insanlara gülmek delilerin ayrıcalığıdır…
DUVAR YAZISI
Yaşam herkes için farklı olsa da ölüm herkes için aynıdır