Bir dost sohbetinde dinlediğim okul anısı beni çarpıcı bir şekilde etkiledi....Gün boyu bu gerçek olayı düşündüm ve dedim ki ; bunu paylaşmalıyım.
70 li yıllar, arkadaşım Hacetepe Üniversitesinde okuyor....Okuduğu fakülte de resim dersi de veriliyor.Bundan sonrasını arkadaşımın ağzından neler olduğunu ,onun anlattığı gibi,yazmak istiyorum...
“Cevo dostum ,üniversitede çoğu hocamı isimleri ile birlikte unuttum. Biri var ki sanırım ölünceye kadar unutmayacağım...İsmi hafızama kazılı: MUSTAFA AYAZ resim öğretmenimiz...
Çok kötü resim yapıyorum.Yanımda oturan bir kız arkadaşım var ...O gerçekten çok başarılı...Hoca bir sandalye çizmemizi istiyor ..Yanımdaki arkadaşım persfektifi ve ışığa göre gölgelemesi ile sandalyeyi tıpatıp çizebiliyor...Ben ise hala yamuk yumuk çiziyorum.Sene sonu yaklaşmıştı.Hocamız yine bir obje koyarak ,çizmemizi istedi...Ertesi gün hocamız notları açıkladığında, ben dahi tüm sınıf şaşkınlık içersinde kaldık.Sınıfta tam puan alan tek öğrenci bendim..Bunun üzerine iyi resim yapan arkadaşım bu sonuca itiraz ederek ,hocamıza nedenini sordu.Hoca hayatımda hiç unutamıyacağım o kısa ama filozofça cümleyi sarfetti.”Kerem in gayreti sende hiç olmadı.Kendini hiç geliştirmedin.Kerem ise ilk gün geldiğinde ki durumunu, gayreti ile çok geliştirdi.” O gün emeğimin taktir görmesi beni çok mutlu etmişti. O yıllar da ders dışında resimle ilgim yoktu.Sonraki yıllarda hocamızın tanınan bir ressam olduğunu öğrenmiş ,ayrıca gururlanmıştım.Arkadaşıma da düşük not vererek yeteneklerini geliştirmesi konusunda uyarı vermişti...”
Bu gerçek hikayeyi dinledikten sonra, hemen araştırdım...Filozofça cümle kuran Mustafa AYAZ ın Ankara Balgatta kendi imkanları ile kurduğu vakıf bünyesinde bir resim müzesi olduğu ve burada ,yaşlı demek istemiyorum, geçmiş uzun zamanına rağmen,öğrencilerine ders vermeye devam ettğini öğrenmek beni şaşırtmadı....Türkiyenin ihtiyacı olan ,her alanda ,MUSTAFA AYAZ'larını çoğaltmak olmalı..Karadenizin kücük bir kasabasından çıkıp ,yetiştirdiği öğrenciler ile ülkesine büyük hizmetler vermiş olan hocamıza uzun ömürler diliyorum...