Yazarlar // 5 Mart 2015 Perşembe 00:00
Ragıp GÖKER
Hikmet Gürcan Samsun’un renkli kişiliklerinden biridir ama ben onu Samsun ve ülkemiz folkloruna verdiği katkı nedeniyle tanıdım.
Sanırım birçok kişi de onu bu özelliği nedeniyle tanır.
Hikmet Gürcan, ‘Anadolu folklor vakfı’ adında bir derneğin kurucusu ve 30 yılı aşkın başkanıdır.
Samsun Fuarı henüz kapanmamıştı, Fuar Birliği, Anadolu Folklor Vakfına fuar alanının Yaşar Doğu Spor Salonunun yan tarafına denk gelen bir yerinde bina vermişti.
Fuar kapanıp, fuar birliği de lağvedilince o arazi de Samsun Belediyesine ve dolayısıyla Samsun Büyükşehir Belediyesine devredilmişti.
Bir süredir Büyükşehir Belediyesinin fuardan kalan o alanda yeni düzenleme yapmayı planladığı, bu nedenle büyükşehir belediyesinin, vakfa verilen binayı da geri almak istediği bu nedenle binanın boşaltılmasını istediği şeklinde haberler duyuyorduk.
Hatta vakfa bildirimde bulunulduğu da iddia ediliyordu.
Yaklaşık iki ay önceydi Hikmet Gürcan’a yolda rastladığımda bu konudaki haberlerin doğru olup olmadığını sormuştum.
Kendilerine böyle bir tebligatta bulunulduğunu ama belediyenin bu karardan geri adım atacağına inandığını söylemişti.
Önceki gün bu konuda bir haber okuduğumda belediyenin o kararından geri adım atmadığını öğrendim.
Hikmet Gürcan önceki gün sosyal paylaşım sitesinde bir paylaşımda bulunarak, binadan ayrıldıklarını ve bu nedenle de vakfın faaliyetini sonlandırmak zorunda kaldıklarını duyurmuş.
Öncelikle Samsun’da folklorumuza hizmet için kurulmuş bir organizasyonun yer sorunu nedeniyle kapatılmasına üzüldüğümü söylemek isterim.
İddia edildiği gibiyse eğer yani “Kendi kendilerini eğlendiriyorlar” gibi bir anlayışa dayanarak o dernek binası vakfın elinden alınmışsa bu duruma daha çok üzülürüm.
Ben de Samsun’da çok sayıda dernek kurulduğunu, birçoğunun toplum yararına çalışmadığını biliyorum.
Ama ‘sapla samanın’ bir birine karıştırılmaması gerektiğini de bilirim.
Belediyenin o alanda düzenleme yapmasını “Nereden çıktı bu iş” diye eleştirecek değilim elbette.
Ancak 30 yıl orada hizmet vermiş bir kuruluşun bu gerekçeyle kapı dışarı edilmesini eleştirmenin de hakkımız olduğunu düşünürüm.
Kimse kusura bakmasın ama Anadolu Folklor Vakfının binadan atılma gerekçesini ben şimdi şöyle anlarım:
Anadolu Folklor Vakfına kullanması için o binayı verenler, milli ve yöresel folklorumuzun geliştirilmesi gerektiğine ve bunu yapacak kuruluşun da Hikmet Gürcan’ın başkanlığındaki Anadolu Folklor Vakfının olduğuna inanmışlar.
Öyle olmalı ki o bina kendilerine verilmiş.
Yer göstermeden o binanın boşaltılmasını isteyen günümüzün belediye yönetimi ise “Beni folklor ilgilendirmez, ben işime bakarım” demiş.
Şaşılacak durum.