FETÖ’nün darbe yapabilecek güce, ‘HİMMET’ adı adlında toplanan bağış paralarıyla ulaştığı anlaşılıyor.
Samsun Valiliği tarafından yapılan açıklamaya dayanarak Hedef HALK’ta yayınlanan habere göre Samsun İmamı’nın öncülüğünde toplanan paranın beşte biri örgütün başındaki Fetullah Gülen’e gidiyormuş.
Savaş ganimeti gibi yani.
Foto Maç Gazetesi, FETÖ’nün eski futbol imamının açıklamalarını tefrika halinde yayınlıyor.
Ama bu itiraflardan en ilgi çekici olanları FETÖ’nün bir zamanlar iki numaralı ismi Nurettin Veren ile, yine il imamıyken örgütten ayrılan ilahiyatçı Prof. Dr Ahmet Keleş’in açıklamalarıydı.
Ve fakat
Her iki eski cemaat mensubunun anlattıkları konular, örgütü anlayabilmek için önemli ipuçları veriyor.
Ahmet Keleş, Yüklü miktarda bağışın alındığı bir camideki toplantıda söz alan bir cemaat mensubu, ‘’Benim verecek hiçbir şeyim kalmadı, aranızda beni köle olarak alacak biri var mı?’’ diye sormuş.
Birisi için ömür boyu çalışmayı göze alarak kendisini satmayı teklif eden o kişi cemaate böylece himmet edebilmeyi düşünmüş.
Gülen’e mehdi muamelesi yapılıyormuş zaten.
Bu nedenle emirleri sorgulanmıyormuş.
Nurettin Veren de, Gülen’in kendisini öldürmek istediğini anlattığı bir cemaat mensubunun ‘’O mübarek kişi keşke beni öldürse’’ dediğini anlatıyor.
İnsanların, kutsallık atfettikleri yapının başındaki o kişiye para akıtılmasına bu nedenle çok şaşırmadım.
Birisine kul olmak benim işim değil.
Yaratana köle olurum ancak.
‘’Kendisi himmete muhtaç dede, gayriye nasıl himmet ede’’ durumunda biri olarak, çocuklarım ile anam ve babamdan başka birine de himmet edemem.
Örgütle mücadelede başarılı olunacaksa bu para trafiğinin kesilmesi gerekiyor önce.
Kimler tarafından para akıtıldığı biliniyor diye düşünüyorum.
Bazı kişiler, sırayla gözaltına alınıyor zaten.
Valiliğin önceki gün basına dağıttığı örgüt şemasına bakınca, gözaltı uygulamalarının devam edeceği anlaşılıyor.
Ama belediyeler tarafından ihale ve satın alma gibi uygulamalarla örgüte himmet edip etmedikleri de ciddi şekilde araştırılmalıdır.
17-25 Aralık sürecine kadar cemaat terör örgütünden sayılmıyordu ama böyle bir süreç yaşanmasına rağmen, cemaat mensuplarıyla iş alış verişi yapmış belediye yönetimi var mıdır mesela.
‘’Yok’’ diyen olabilir mi?
Bu konu ciddi şekilde araştırılmalı.