Ordu Belediye Başkanı Hilmi Güler, sahildeki yüksek yapıları yıktırmış.
Olması gerektiği gibi yani.
Hal böyle olunca, biz de ''Acaba Samsun'da da aynısı olur mu?'' dedik haliyle.
Biliyorsunuz Fener'deki o otel.
Yapılma şekli ilginçti.
Samsun Büyükşehir belediyesi, otelin yaptırılmasına izin vermek amacıyla kıyı kenar çizgisini değiştirdi önce.
İstanbul'da faaliyet gösteren Samsunlu tekstilci bir aileye ait şirket tarafından 2012 yılında yapımına başlanan otel, 2015 yılında açıldı.
Mimarlar Odası Samsun Şubesi, otel yapılmadan önce kararı mahkemeye taşımıştı.
Mahkeme, kıyı kenar çizgisiyle ilgili kararı iptal etti.
Karara itiraz edilince dava, Danıştay Dava Genel Kurulu'na taşındı.
Nihai kararı Danıştay verecek elbette.
Karar, uzun süredir Danıştay'da bekliyor.
3621 Sayılı Yasanın kıyılardaki yapılaşmanın esaslarını belirlemiş.
Danıştay’ın, nihai kararı gecikmiş olsa da, karar elbette yasanın amir hükümleri çerçevesinde çıkacaktır.
Dün H.Halk'ın manşetindeki ''ŞHERATON OTEL YIKILIYOR MU?'' şeklindeki haberi görünce, bu sütunlarda 8 Ocak 2020 tarihinde ''O otel togo kuleleriyle aynı kaderi mi paylaşacak'' başlıklı yazımı hatırladım.
Yazının bir bölümünü bir kere daha paylaşmak isterim.
Şöyle ki:
Sinan Aygün’e ait Togo Kuleleri’nin yıkılması ile ilgili tartışmalar sürerken, Mimarlar Odası Samsun şubesi tarafından yıkılması ile ilgili dava açılan Fener’deki o otelin de, yıkılıp yıkılmayacağına dair soruyu akla getirdi.
Yusuf Ziya Yılmaz’ın Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde yapımına izin verilen Fener’deki çok katlı otel binası için yapım aşamasındayken Mimarlar Odası Samsun Şubesi tarafından iki ayrı dava açılmıştı.
İlk dava, imar planıyla ilgiliydi.
Zira Büyükşehir Belediyesi imar planında 2,5 emsale göre düzenleme yapmıştı.
Mimarlar Odası, buna itiraz edince, Büyükşehir Belediyesi mahkemeye gönderdiği savunmada, planda değişiklik yapıldığını bu nedenle 1.85 emsale göre uygulamaya izin verileceğini bildirdi.
Ve fakat.
Büyükşehir’in imar değişikliği, otel inşaatının kaba inşaatı bittikten sonra gelince, bu değişiklik bir işe yaramamıştı.
Mimarlar Odası, buna da itiraz etti.
Çok katlı otel ile ilgili ikinci dava ise, otelin yapımına izin vermek için kıyı kenar çizgisinde değişiklik yapılmasına dairdi. Mimarlar Odası, bu duruma da itiraz etti ancak, yerel mahkeme, odanın bu karara itiraz etme hakkı olmadığına hükmetti.
Mimarlar Odası, Danıştay’a başvurarak, yerel mahkemenin bu kararına itiraz etti. Danıştay, tıpkı, imar düzenlemesiyle otelin çok katlı olarak yapılmasına izin veren kararda da, Mimarlar Odası’nı haklı bulduğu gibi, kıyı kenar çizgisi ile ilgili düzenlemeyi iptal etti.
Mimarlar Odası, her iki davayı da kazanmış oldu yani.
O yazı böyle.
Bu sütunlarda başka bir yazıda da, Samsun Büyükşehir Belediyesinin Yusuf Ziya Yılmaz döneminden itibaren ''Ben yaparım olur'' anlayışıyla uygulamaya koyduğu hemen hemen bütün projelerin mahkeme duvarına toslamasını ve özellikle de Fener'deki otel ile ilgili durumu şu şekilde anlatmaya çalışmışım.
O yazının da bir bölümü şöyle:
Acayip işler oluyor Samsun’da.
Büyükşehir Belediyesinin ‘Prestij Projesi’ olarak nitelendirilen işlerin nerdeyse tamamı mahkemelere taşındı.
Örnek mi istiyorsunuz.
En başa Fener’deki o oteli koyabiliriz.
Ki;
Kıyı Kenar Çizgisi üzerine yapıldığı anlaşılmıştı.
Bunun için yapılan imar düzenlemesiyle, kıyı kenar çizgisi otelin yapılabilmesine izin verecek biçimde 10 metreye kadar çekilmişti.
Aceleyle hemde. Mimarlar Odası Samsun Şubesi, konuyu mahkemeye taşınmıştı.
Mimarlar Odasını haklı bulan mahkeme, uygulamayı iptal etmişti. Ama buna rağmen otel yapıldı.
Dava, Danıştay’da şimdi.
Yıllardır, Dava Genel Kurulunda karar için bekliyor.