Samsun’da kocaman bir otel yapılıyor.
İsteyen kimdir, araziyi veren kimdir?
Yapan kimdir, işletecek olan kimdir?
Paralelin herhangi bir çizgisinin işareti var mıdır bu işte?
Vardı da silindi mi?
Bu soruların hiçbirisinin cevabını bilmiyorum.
Bilmek te istemiyorum.
Bir kere şu bilinmelidir; Bu satırların yazarı Samsun’a yapılacak böyle bir yatırıma asla karşı değildir.
Karşı olduğum taraf, yer ve yapım şeklidir.
Samsun’da yer mi kalmamıştı da oraya yapıldı.
Samsun’un silueti değiştirildi bir binayla.
Oysa Başbakan Erdoğan, “İstanbul’un silueti değişiyor” diye yapılan yüksek binaların tıraşlanmasını istememiş miydi?
Sadece İstanbul mu var şehir olarak bu ülkede?
O otel yakında açılacak.
Yargının sağından solundan dolaşıp bu günlere getirildi o bina.
Fener plajının da otele verileceği söylentileri ayyuka çıkıp vatandaş tepki koyunca bundan vazgeçildiği söyleniyor şimdi de.
Kimse o kocaman binayı ve oteli plajsız bırakamaz orada.
O zaman ne olacak?
Fener plajının yerine mutlaka bir yeni yer verilecek.
Var mı böyle bir yer?
Var elbette…
Yakında verilir ve hepimiz duyar ve de görürüz.
BEN ZATEN AMBARGO KOYMUŞUM
Şimdi birileri çıkıp İsrail Ürünlerine ambargo konulmasını istiyor.
Bazıları da “Aman ha Türkiye’deki Musevi kardeşlerimizi kırmayalım” demeye getiriyor.
Yani ambargo falan uygulamayalım diyor üstü kapalı.
Ben zaten koymuşum ambargoyu…
İsrail’in ne kolasını ne de kahvesini yıllar var ki kullanmıyorum.
O konuda da kendimi istikrarlı olarak görüyorum.
Protestoya gelince; Zaten İsrail’e protestoyu hiç kesmeden sürdürüyorum.
Öyle
“Van minüt” deyip parmak sallayıp sonra gülücükler dağıtmadan hem de.
İsrail için koruma kalkanı yapılırken bu ülkede de sürdürüyordum tepkimi.
Eylemle de sürdürdüm o tepkiyi.
Sandıkta hem de…
Ama yetmedi.
Neden?
Çünkü seçim sonuçlarını sandığa atılan oylar değil de sandıktan çıktığı söylenen oylar belirliyor bu ülkede…
Bizim demokrasimiz Amerika’dan da ileri ya…
Sahi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Suriyeliler de oy kullanacaklar mı?
Öyle ya onlar da “Başkanlarını” seçmiş olmalı değil mi?
YILMAZ VERDİĞİ SÖZÜ TUTAMIYOR
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, İstiklal Caddesi’ndeki AVM çalışmalarına başlarken “Ramazan Bayramı’na yetiştirilecek” diye açıklama yapmıştı.
Bunu neden söylemişti?
O cadde esnafını rahatlatmak için.
Yani “Sizin yapım sırasındaki alışveriş kaybınızı Bayram ile ortadan kaldıracağız” demeye getirmişti.
Ne oldu?
Önceki gün geçtim oradan.
Bayrama kadar tamamlanıp hizmete açılması mümkün değil.
Yani Yılmaz yine verdiği sözü tutamamış oluyor.
Verilen sözü tutabilmek için plan proje gerekir.
Yılmaz’da bunlar yok ki, vur kazmanı başla mantığı güdüyor.
O nedenle de bu şehir hiçbir zaman sıçrama gerçekleştiremiyor.
O nedenledir ki bu şehirde insanlar selden boğulup ölüyor, kimde de hesap vermiyor.
Körü körüne oy verilen, hesap kitap yapılmayan illerin durumu budur işte…
GÜNÜN FIKRASI
Öğretmen çocukların "mucize" kelimesini bulmalarını istiyormuş.
— İnsan yirminci kattan düşüp ölmezse buna ne denir?
— “Tesadüf”, demiş öğrenci Temel.
Öğretmen soruyu yinelemiş:
— Peki, insan yirminci kattan ikinci kez düşer yine ölmezse ne denir?
— Şans.
— Peki, üçüncü kez olsa?
— Alışkanlık...
GÜNÜN SÖZÜ
Gelişmeyi isteyenler, gelişmenin çetin yönlerini de düşünmelidirler. Carl Juckmayer
DUVAR YAZISI
Aslanlar kendi tarihini yazmadıkları sürece avcı hikâyelerine inanmak zorundasınız…