limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Erdoğan Tok Kavaklıları Bölüyor Mu?
Yazarlar // 12 Şubat 2014 Çarşamba 00:00

İsmail BAŞARAN

Yerel yönetim seçimlerinde aday adaylığı döneminde piyasada olanlar şimdi neredeler?

Bazılarının adını bile duyamıyorum artık.

Siz kendilerini görüyor ve isimlerinin zikredildiğine tanık oluyor musunuz?

Hani aday adaylığı döneminde söz veriyorlardı; “Kim aday olursa sonuna kadar yanındayız” diyorlardı…

Ne oldu?

Sanırım yoruldular da dinleniyorlar, taze güç olarak yeniden piyasaya çıkacaklar(!)…

Ancak aday adaylarından birisinin piyasada olduğuna tanık oluyorum.

Kim mi?

Ahmet Okuyucu.

Kavaklı olmasıyla her zaman övünen Okuyucu, Kavaklı İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş’ın değil de Erdoğan Tok’un yanında yer alıyor.

Tabi bundan doğalı olmaz, çünkü AK Parti’den aday adayıydı ve gereğini, yapılması gerekeni yapıyor.

Partisinin adayının yanında yer alıyor.

Hal böyle olunca da çevresindeki Kavaklılar dolayısıyla Erdoğan Tok’un saflarında yer alıyor.

O zaman galiba Necattin Demirtaş’ın “Kavaklılar benim yanımda” düşüncesi yara almış oluyor.

MHP’nin adayı Necattin Demirtaş’ın seçimi kazanabilmesi için Kavaklıların blok olarak yanında yer alması gerekiyorsa, kendisi açısından durum iyiye gitmiyor demektir.

Benden hatırlatması…

 

YAŞANMIŞ BİR SEÇİM HİKÂYESİ…

Karadeniz fıkrası değil, olmuş bir olay anlatacağım size.

İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemin Trabzon Milletvekillerinden Hasan Saka Başbakan olmuş.

Yine kıtlıklar, yine kuyruklar.

Hemşerileri, Hasan Saka’ya Trabzon’dan “İstida” üstüne “İstida” gönderiyorlar.

Gönderiyorlar ya, hiç birisine bir tek satır cevap bile gelmiyor.

“İstidalara” cevap vermeyen Hasan Saka, Başbakan olarak Trabzon’a gidiyor.

Yüzleri asık hemşerileri “Biz sana bir daha oy vermeyeceğiz, seni seçmeyeceğiz” diye serzenişte bulunuyor.

Hasan Saka üzgün ve kırgın…

Neden? Diye soruyor.

Trabzonlular cevap veriyor:

“Biz okur  - yazar bir milletvekili seçeceğiz.”

Hasan Saka bu kez, “Okur – yazar ne demek ki, ben üniversite mezunuyum” diyecek oluyor,  ancak susturuluyor.

Toplantıya katılan hemşerileri bu kez şöyle konuşuyor:

“Sen madem okur – yazarsın, hem de üniversite mezunusun, bizin gönderdiğimiz istidaları neden okuyup bize cevaplarını yazmadın?”

Not: Anlayan adaylar içindir…

 

SAĞLIK POLİTİKASI VE İCRALIK VATANDAŞ…

Türkiye’nin sağlık politikası ile ilgili son günlerde çok şeyler yazılıp çiziliyor. Birileri birilerini arayıp haber yaptıranların işine son verilmesini istiyor, bu da gerçekleşiyor.

O nedenle de aşağıdaki konuyu yazayım mı yazmayayım mı diye çok düşündün ve yazmaya karar verdim.

Bu yazının Türkiye’nin Sağlık Politikası’nı eleştirmek için değil bazılarının aldığı hatalık kararları düzeltmelerini sağlamak için yazıldığımı da baştan hatırlatayım.

Dün sabah kahvenin önünde çay içiyordum. Tabureye oturmuş güneşten yararlanıyor ve çayımı yudumluyorduk ki yandaki masaya iki kişi geldi.

İcralık bir işleri varmış nasıl ödeyeceklerini tartışıyorlardı.

Peki, neden icraya düşmüştü vatandaş?

Beş altı yıl önce 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne hastasını getirmiş.

Yeşil Kartının vizesi olmadığından kendisine borç çıkarılmış, para da bulamayınca senet imzalamış.

Çarşamba’da oturan vatandaş da senedi imzalamış.

Aradan beş altı yıl geçtikten sonra da icradan kendisine on bin liranın üzerinde ödeme emri gelmiş.

Vatandaş, nasıl ödeyeceğim bu parayı diye kara kara düşünüyor şimdi.

Adı ve adresi mi?

Beni ilgilendirmiyor.

Beni ilgilendiren tarafı 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde böyle kaç hastanın olduğu ve kaç hastaya icra gönderilip alacak istendiği…

Baştan da söyledim; eleştirdiğim sağlık politikası değil, bu politikaların uygulama şeklidir.

Sahi Rektör Beyin, Çarşamba Kaymakamının, Samsun Valisinin var mı bunlardan haberi?

Efendim, duymadım, ne diyorsunuz???

 

GÜNÜN FIKRASI

Temel yeni ehliyet almış yolda gidiyormuş.

Dümdüz yolda giderken yolun ortasındaki bir direğe çarpmış, araçta sıkışıp kalmış...

Herkes başına toplanmış, trafik polisi de gelmiş:

-"Beyefendi, nasılsınız, iyi misiniz?"

-"İyiyim, iyiyim..."

-"O zaman isminizi söyleyin de durumunuzu karınıza haber verelim..."

-" Gerek yok, karim ismimi pilur.."

 

GÜNÜN SÖZÜ

En kolay şey insanın kendisini aldatmasıdır, çünkü bir insan genellikle arzu ettiği şeyin gerçek olduğuna inanır. Demosthenes

 

DUVAR YAZISI

Çözümün bir parçası değilsen, sorunun bir parçasısındır.