Yazarlar // 17 Mayıs 2024 Cuma 08:53
Ragıp GÖKER
AK Parti, kurulduğu 2002 yılından bu yana girdiği seçimleri kazanırken, 31 Mart yerel seçimlerinde ilk defa ikinci parti oldu.
Ekonomideki çalkantılı dönem yaşanırken, AK Parti'nin oy kaybedebileceği beklenen bir durum olsa da, CHP'nin gerisinde kalacağını da kimse tahmin etmiyordu.
31 Mart seçimleri, CHP ve onun çiçeği burnundaki genel başkanı Özgür Özel adına büyük bir başarıydı elbette ancak, 22 yıl aradan sonra gelen bu sonuç, AK Parti'de şok etkisi yaratmış olmalı.
Aksi zaten düşünülemez.
Kaldı ki; Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, hafta içinde partisinin gurup toplantısındaki konuşması, partideki o şok dalgasının, gerek bakanlar kurulunda, gerekse genel merkez kadrolarında ve de il ve ilçe teşkilatlarında değişiklik olacağına dair bir işaret olarak yorumlandı.
Erdoğan grup toplantısında ne demişti hatırlayalım:
"Hatası ve kusuru olanlar varsa, yorulan arkadaşlarımız varsa, kardeşlik hukukumuzu koruyarak onları dinlenmeye alacağız. Yeni ve heyecanlı arkadaşlarla kadromuzu güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz. Kurulduğumuz günden bu yana yenilenerek ve tazelenerek geliyoruz"
AK Parti, Samsun'da Büyükşehir ve ilkadım gibi büyük bir ilçeyi kazandı elbette.
Ve fakat.
İl genelindeki oy kaybının yanı sıra, Atakum, Tekkeköy ve Çarşamba gibi üç büyük ilçe kaybedilirken, il genelindeki oylarında da büyük bir gerileme oldu.
Ki;
31 Mart sonrası bu sütunlarda seçim sonuçlarını değerlendiren tefrika halinde yayınladığımız yazı dizimizde AK Parti'yi de, kaybedenler kulübünün üyeleri arasında göstermiştik.
Seçimlerdeki başarısızlıkları nedeniyle de AK Parti, CHP ve İYİ Parti'nin il ve ilçe teşkilatlarının tümden istifa etmeleri gerektiğini de yazmıştık hatırlarsanız.
İYİ Parti İl Başkanı Hasan Aksoy, partisinin büyük kongresindeki genel başkan değişikliğinin ardından il ilçe teşkilatlarındaki yöneticilerin istifalarını alarak yeni Genel Başkan Musavat Dervişoğlu'na sunmuştu.
Aksoy'un teşkilatındaki yöneticilerin istifalarını istemesi doğrudan seçim sonuçlarıyla ilgili değildi belki ama yaptı bunu ve beklendiği gibi Dervişoğlu'na istifaları sundu.
Dervişoğlu, bir anlamda ''Siz görevinizi yaptınız, kazanmasanız da kazandırmadınız'' dercesine Samsun il teşkilatının istifalarını kabul etmedi.
CHP'nin Samsun örgütünde de bu güne kadar, istifa etmek gibi ne bir eyleme, ne de bir girişime rastlanmadı.
Kulaklarının üstüne yatmış gibi davranıyor muhteremler.
''Biz istifa etmeyiz, siz görevden alın'' gibi bir tutum sergiliyorlar sanki.
Aynı tutumu Mehmet Köse yönetimindeki AK Parti Samsun teşkilatında görüyoruz.
Köse ve ekibi de, tıpkı Mehmet Özdağ yönetimindeki CHP’nin Samsun örgütü gibi kulaklarının üstüne yatmış gibi bir tutumu benimsemişe benziyor.
Oysa Erdoğan,"Hatası ve kusuru olanlar varsa, yorulan arkadaşlarımız varsa, kardeşlik hukukumuzu koruyarak onları dinlenmeye alacağız. Yeni ve heyecanlı arkadaşlarla kadromuzu güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz. Kurulduğumuz günden bu yana yenilenerek ve tazelenerek geliyoruz" diyor.
Mehmet Köse, lideri Erdoğan gibi düşünmüyor olabilir.
Kendisini ve ekibini başarılı görebilir elbette.
Ve fakat.
Siyaseti bu ülkede en iyi okuyan lider olarak bilinen Erdoğan, Köse'nin bu tavrını nasıl değerlendirir onu da bilemem.
Samsun'da yüzde 57,90 oy oranına ulaşmış AK Parti'nin ve dolayısıyla lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın, 31 Mart'ta alınmış yüzde 37.42 oy oranını başarı görmeyeceği kesindir.
Erdoğan, Samsun'da partisinin oy oranını yüzde 50'nin üstünde görmek ister her zaman.
Recep Tayyip Erdoğan'ın, partisini o başarıdan başarıya taşımış, Samsun'daki arkadaşlarının daha fazla kenarda oturtulmasına göz yummayacaktır.
Bu nedenle de, teşkilatına da ''Siz artık yoruldunuz'' deme ihtimali çok yüksek bence.
''Öyleyse Mehmet Köse ne bekliyor olabilir?'' diye bir soru akla geliyor.
Köse ''İstifa etmeyeceğim'' diyebilir pekala.
Buna hakkı da var elbette çünkü istifa tek taraflı bir eylemdir.
Ve fakat.
Başarısız olmuş bir yöneticinin görevden affını istemesi, görevden alınmak gibi bir durumla karşılaşmasından, daha az onur kırıcı bir davranış olacaktır.