10-16 Mayıs tarihleri arası "Engelliler Haftası".
Her zaman olduğu gibi bu haftanın önemine dair demeçler vereceğiz, temennilerde bulunacağız, görevimizi yerine getireceğiz. Sonra hayat kaldığı yerden devam edecek.
Engelliyi gerçekten anlayabilmek nasıl bir duygu acaba? Bunu hissedebilmek için empati yapmamız, empati yapabilmemiz için de "onların" yaşam koşullarına maruz kalmamız gerekiyor. Görme yetisine sahip bir insan, görme özürlü bir insanı ne kadar anlayabilir?
Buyurun, bir dakikalık bir deney yapalım. Gözlerinizi kapatın, karanlıkla yüzleşin. Simsiyah bir boşlukta, hareket kabiliyetinden yoksun, ne yapacağını bilmeden sağa sola çarparak, çaresizce çırpınırız. Bir dakikalık deney bile, içimizi daraltır. Gözlerimizi açtığımızda, hayat normale dönüyor ve herşeyi unutuyoruz. Oysa görme engelli kardeşlerimiz, bizim bir dakikasına tahammül edemediğimiz yokluğa, bir ömür boyu katlanmak zorunda.
İşitme engellisiniz. Doğanın ve yaradılış özelliğimizin bizlere sunduğu en büyük nimetlerden biri olan hiçbir sesi tanımıyorsunuz. Çocuksunuz; anne ve babanızın sevgi ve şefkatle "yavrum" dediğinde, verdiği mutluluğun hazzını yeterince tadamıyorsunuz. Derdinizi anlatabilmek, kendinizi ifade edebilmek için hayatınız boyunca desteğe muhtaçsınız. Bunun bedensel engellisi, zihinsel engellisi, otizmli, down sendromlusu var. Onların günlük hayatta karşılaştıkları güçlükleri saymakla bitiremeyiz.
Devlet engelli bireylerin, daha rahat bir hayat sürdürebilmesi için gerekli yasal ve fiziki düzenlemeleri yapmaktadır. Ancak bütün bu hizmetler, engelli vatandaşlarımızın sosyal sorunlarını çözmekte çok yetersizdir.
En doğal yaşamsal hakları olan, eğitim, sağlık, istihdam ve erişilebilirlik koşulları dahi asgari seviyede olmadığı, hepimizin kabul etmesi gereken bir gerçek değil midir? Ülkemizde daha engelli bireylerimizin sayısı bile kesin olarak tespit edilememiştir.
Engelli vatandaşlarımıza maaş bağlamak, onları ekonomik olarak hayatını sürdürebilecek seviyeye ulaştırmak, zaten Sosyal Devletin zorunlu görevidir. Engelli vatandaşlarımızı başkalarına ve topluma yük olmaktan kurtaracak, onları kendi kendine yetebilen, üreten ve ekonomiye katkıda bulunan bireyler haline getirmekte SOSYAL DEVLETİN en önemli görevlerindendir. Engelli vatandaşlarımızı "muhtaçlık" duygusundan kurtarmak, onların kendilerine öz güvenlerini arttırmak en büyük engeli kaldırmaktır.
Bütün bunların bilincinde, Atakum Kent Konseyi Engelli Meclisi olarak, 10 Mayısta, engelli kardeşlerimizin HAK MÜCADELESİNE destek olmak için FARKINDALIK YÜRÜYÜŞÜ düzenliyoruz. Gelin birlik olalım, engelleri birlikte omuzlayıp ortadan kaldıralım. Vatandaşlarımızın sorunlarına paydaş olup, çözüm üretmek için el ele verelim.
10 Mayıs saat 17.30 da, ATAKUM Türkiş sahil yolunda Cumhuriyet Kadın Bandosu eşliğinde başlayıp, Çobanlı İskelesinde sona erecek olan yürüyüşümüze bütün STK ve vatandaşlarımızı davet ediyoruz. Engelli vatandaşlarımızın hak mücadelesinde vereceğiniz destek için şimdiden minnet ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Sevgi ve saygılarımızla.