Dün günlerden 3 Temmuz’du.
Başta memur ve memur emeklileriyle, iççi ve Bağ-Kur emeklileri ve dahi kirada oturanlar ile benzin ve mazot alacak araç sahipleri, yani kısaca Türk halkının gözü kulağı dün sabah açıklanacak olan enflasyon verilerindeydi.
Biliyorsunuz, memur ve memur emeklileriyle, SGK ve Bağ Kur emeklilerinin maaşlarına Ocak ve Temmuz aylarında açıklanacak 6 aylık enflasyona göre zam yapılıyor.
Hatırlatmak istedim elbette ancak, buraya kadar yazılanalar, emekliler ve kamu çalışanları tarafından zaten bilinen bir durumdu.
Gelelim dün ne açıklandı ve şimdi ne olacağına dair görüşümüzü belirtmeye.
TÜİK, enflasyon verilerini beklendiği gibi yine düşük açıkladı.
Şaşırdık mı?
Elbette hayır.
Bu minvalde bir veri açıklanacağını bekliyorduk aslında.
Ki;
Kısa bir süre önce böyle olma ihtimaline dair görüşümüzü yazmıştık zaten.
TÜİK'e göre maaşlara yapılacak zammı doğrudan etkileyecek Haziran ayı enflasyonu, bir önceki aya göre gerilemiş.
Bunu söylerken yanlış anlaşılmasın sakın.
Ucuzluk başlamamış aslında.
Fiyat artışlarının hızı yavaşlamış.
TÜİK'e göre elbette.
Biz böyle bir şey hissettik mi?
Elbette hayır.
Cebimizdeki para gün be gün erimeye devam ediyor zira.
TÜİK'e göre yıllık enflasyon 71.60 olmuş.
Yine TÜİK'e göre altı aylık fiyat artışı 24.73 olurken, aylık bazda artış da.1.64 olarak gerçekleşmiş.
Bir de enflasyonu bağımsız olarak açıklayan guruplar var ki; bunlardan biri de ENAG'dır
ENAG yıllık fiyat artışını yüzde 113.08, altı aylık artışı da yüzde 41.16, aylık bazda fiyat artışını da yüzde 4.27 olarak açıklamış.
Ne var bunda diyecekseniz, buna dair cevabım ''Arada dağlar kadar fark var'' derim.
Ki;
TÜİK, ENAG'a yakın veya tam olarak böyle açıklaması durumunda emekli maaşlarına yapılacak zam oranı, yüzde 24.7 değil de, yüzde 41.1 olacaktı.
Yani emekli maaşlarındaki artış, yaklaşık olarak yüze 66 oranında daha fazla bir artarak yüzde 41.1’e ulaşacaktı.
Bu satırların yazarı da bir emekli biliyorsunuz.
Dolayısıyla TÜİK'in verileri, ENAG'ın verilerine paralel açıklansaydı maaşımdaki artış, 9 bin 900 liraya yakın olacaktı ama şimdi 3 bin 700 liralık bir artışla yetinmek zorunda kalacağım.
Kendimden örnek veriyorum diye eleştirileceğimi de biliyorum ama benim gibi düşük emekli maaşı alan ve şu an için aylık kaybım 6 bin 200 lira dolayındaysa, benden daha yüksek maaş alanların kaybı daha fazla olacaktır.
Ki;
Bu fakir emekli olduğunda asgari ücretin 2.1 katıyken, Temmuz zammı ile ancak asgari ücretin biraz üzerine çıkmış olacağım ve yüzde 24.7'lik artışla asgari ücretin bir tık üstüne çıkmış maaşımla, aylık 18 bin 700 liralık kişisel kaybımı görmezden geleceğim.
Asgari ücrete zam yapılmazsa elbette!
Bu arada asgari ücrete de zam yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Hadi biz emekliyiz.
Üstümüze başımıza yeni bir şeyler almayalım.
Evlerimizdeki sandalyeyi, koltuğu ve perdelerimizden birini değiştirmeyelim.
Tatili hiç düşünmeyelim.
Bu maaşa mahkum edilmiş Türk emeklisinin tatil neyine ki diye düşünülüyor olmalı zaten.
Yani hükümetimize göre emekliler, ununu eleyip, eleğini de duvara asmış olmalıdır.
Ama asgari ücretle çalışanların belki yeni bebeleri olacak.
Süt lazım.
Mama lazım.
Çocuk bezi lazım.
Yada okula gidecek çocuklar da olacak
Asgari ücretle çalışanların çoğu gençlerden oluşuyor zaten.
Ki;
Avrupa’da geçici bir durum olarak görülen asgari ücret uygulaması, ülkemizde ortalama ücret oldu bile
Bu insanların tatil ihtiyaçları da olacaktır.
17 bin 2 lira ile nasıl yapacaklar bütün bunları.
Sahi asgari ücretliye yapılacak zammın enflasyonu tetikleyeceğini söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı'nın sadece maaşına yapılacak zam, kaç asgari ücret ediyordu.
Başka sorum yok.