Yazarlar // 4 Mayıs 2023 Perşembe 18:30
Ragıp GÖKER
Mart ayı enflasyon verileri açıklandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)'e göre nisanda tüketici enflasyonu aylık yüzde 2,39 artarken, yıllık yüzde 43,68 oldu.
Buna karşın Enflasyon Araştırma Gurubu (ENAG)'a göre ise tüketici fiyatları aylık yüzde 4,86 artarken, yıllık yüzde 105,19 oranında gerçekleşti.
İki farklı veri yayınlanıyor biliyorsunuz.
Hatta İstanbul Ticaret Odası (İTO)'un, İstanbul için yayınladığı verilerle birlikte her ayın 3. veya dördüncü günü üç ayrı enflasyon verisi yayınlanıyor.
Herkes kendi meşrebine göre bir değerlendirme yapacaktır elbette.
Ve fakat.
ENAG ve İTO'nın verilerini bir tarafa bırakarak sadece TÜİK'e göre bir değerlendirme yapsak bile hayat hala çok pahalı.
Ki;
Bir yıl önceye göre enflasyonun artış hızı gerçekten yavaşladı.
ENAG, geçen yıl yüzde 150'yi aşan veriler yayınlamıştı.
TÜİK'in verilerinde bile yüzde 85'i gördük.
Topraklarımızda sebze meyve bol çıkmaya başlayınca fiyatlar biraz daha gerileyecektir elbette ama enflasyonun artış hızındaki düşmeyi kimse ''ucuzluk başladı'' diye yorumlamasın.
Hayat hala çok pahalı.
Geçen yıla oranla fiyatı en çok artan ürün, yüzde 66.62 ile sağlık harcamaları olmuş.
Sağlık harcamalarını yüzde 66.41'lelokanta ve otel fiyatları takip etmiş.
Gıda ve alkolsüz içkiler bir yıl içinde yüzde 53,92 artarken, bu ürünleri yüzde 48,40 artışla ev eşyaları izlemiş.
Eğlence ve kültür harcamalarındaki artış yüzde 46,38 olurken, eğitim harcamalarındaki fiyat artışı da yüzde 44,07 olarak gerçekleşmiş.
TÜİK verilerine göre elbette.
Yazıyı hazırlarken et alışverişimizi yaptığımız kasabımızı arayarak ''geçen yıl kıyma kaç liraydı, şimdi kaç lira'' diye sordum.
Buna karşın, ''şimdi 300 liraysa geçen yıl yarısı kadardı'' şeklinde bir cevap aldım.
İktidar kanadından ''biz 'TOGG' diyoruz, onlar 'soğan' diyor'' şeklinde eleştiriler duyduğumuz soğan fiyatları bir yılda yüzde 170 artmış.
TOGG ve soğan elbette kıyas kabul etmez.
Ve fakat.
Fakir fukarayı TOGG ne kadar ilgilendirir ki.
Zaten ona sahip olmak için hayal bile kuramaz ama sofrasına soğan almazsa haklı olarak bunu mesele yapar.
Ekmek beş lira.
Simit bile beş lira ki, ekmek ve simit bir süredir zam görmüyor.
Köroğlu- Ayvaz misali iki kişilik bir aile olarak günü iki ekmekle geçiririz ama üç dört çocuklu ailelerin sadece ekmek parası cepte yakar, canda yakar.
Sadece ekmek parası bile can sıkar yani.
Üç-dört çocuklu fakir fukaranın sofralarına et ne kadar giriyor bilemedim ama çok çocuklu ailelerin kahvaltı sofrasına zeytin-peynir giriyor mu acaba diye de merak ediyorum doğrusu.
Demem o ki;
Enflasyonun artış hızında, TÜİK'e göre iki kat fazla açıklayan ENAG verilerine göre bile yavaşlama gözlemleniyor ama bu durumu ''çarşı ve pazarda ucuzluk başladı'' diye yorumlanamaz henüz.