Yazarlar // 4 Aralık 2015 Cuma 00:00
Ragıp GÖKER
Başka gerekçeler söylense de günümüzde bütün savaşlar enerji kaynaklarına sahip olmak için çıkıyor.
Enerji üretiminde nükleer enerji önemli yer tutsa da, kavga aslında enerji üretiminin önemli bir kaynağını oluşturan fosil yakıtları kontrol etmek için veriliyor.
Bugün Ortadoğu kan gölüyse bunun sebebi, emperyalistlerin petrol yataklarını kontrol etme hevesidir.
Büyük kavganın nedeni enerji yani.Enerji de 'kirli' ve 'temiz' olarak ikiye ayrılıyor aslında.
Su santralleri bile temiz enerji olarak kabul edilse de hidroelektrik santralleri kurulurken doğa katliamı yaşandığı da bir gerçektir.
Rüzgarın gücünden ve güneş ışınlarından faydalanarak temiz enerji üretmek mümkün ama enerji yatırımlar yapılırken veya teşvik edilirken nedense hep kirli enerji olarak bilinen fosil yakıtların kullanımı esas alınıyor. Gelişmekte olan bir ülke olarak ülkemizin enerji ihtiyacı da giderek artıyor.
Su kaynakları bakımından zengin bir ülke sayılabiliriz, buna rağmen sudan elde edilen enerji yatırımları maalesef ülkemizin ihtiyacını karşılamaktan çok uzak.
Bu açığın kapatılması için ülkemiz yine fosil yakıt olan kömürü kullanarak, ülkemizin birçok yerinde termik santral kurdu.
Bunun da enerji açığını kapatamayacağı anlaşılınca, ülkemizin dört bir yanında bu defa doğalgazla çalışan santraller kurulmaya başladı ama bu durum ülkemizi enerji de tamamen dışa bağımlı hale getirdi.
Son olarak Rusya ile yaşanan uçak krizi sonrasında anlaşıldı ki, ülkemiz alternatif enerji kaynakları bulmak zorundadır.
Ve fakat
Ülkemizin enerji politikaları bir yanlışı, başka bir yanlışla kapatmaya dönük olarak gelişiyor. Gündemde şimdi nükleer santraller var biliyorsunuz.
Enerji çok önemli.
Bütün kurumlar bunun üzerine kafa yoruyor.
TMMOB’da bu konuda kafa yoran kurumlardan biri. Birliğe bağlı Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) 20 yıldan bu yana bir dizi sempozyum düzenliyor.
Samsun’un kirli enerji yatırımları için bir üs olarak seçildiğini ve Samsun’da bir gurup duyarlı insanın da buna karşı çıktığını bilen EMO 10. Eneri Sempozyumunu Samsun’da yapma kararı aldı.
Dün sabah açılış konuşmalarını izlediğim Sempozyumun ilk bölümünde ‘‘Enerjide Toplum Yararı ve Kamusallık’’ temalı bildiriler sunuldu ve tartışıldı.
Üç gün sürecek sempozyumun iki günü Samsun’da yapılırken, üçüncü gün ise Sinop’ta yapılacak.
Enerji üretiminde ve kullanımında toplum yararı var mıdır? Kamu yararı ne ölçüde gözetilmelidir.
Sempozyuma katılan çok değerli bilim insanları bu konuda bildiri sunacak ve bunlar hem sempozyumda, hem de kamuoyunda tartışılacaktır.
Ama EMO Başkanı Hüseyin Yeşil’in açılış konuşmasında söyledikleri de çok konuşulacaktır.
Enerji sektöründeki özelleştirmelerde kamu yararı sağlanamadığını belirterek, özelleştirilen bütün kurumların derhal kamulaştırılması gerektiğini söyleyen Yeşil'in gündemdeki nükleer santraller için söyledikleri çok daha ilginç aslında.
Bir nükleer santralin yapımı için en az 10-12 yıl gibi bir süre gerektiğini belirten Hüseyin Yeşil, hükümetin nükleer santralleri yapamayacağını, yapılsa da kapattıracaklarını iddia etmesi bence çok tartışılacaktır. Uğrunda savaşlar çıkarılan enerji kaynaklarının verimli kullanımı önemli ama bizim gibi enerji kaynakları bakımından dışa bağımlı ülkelerde daha da önemli hale gelmiş bulunuyor.