En düşük emekli maaşı7 bin 500 liradan 10 bin liraya çıktı.
Cumhurbaşkanı bu müjdeyi biz yurttaşlarıyla baylaştıktan sonra da, 2024'ün de 'Emekli Yılı' ilan edildiğine dair haberi muştuladı.
Kutlu olsun.
Bir emekli yurttaş olarak, devletimizin en tepesindeki yöneticimiz tarafından hatırlanmakla birlikte, bu yılın emekli yılı ilan edilmesinden pek mutlu oldum.
Ve fakat.
Ne yalan söyleyeyim.
Emekli maaşlarına yapılan zammın, TEFE/TÜFE'ye göre ayarlanan yüzde 37.55'in üzerine, Cumhurbaşkanı'nın 5 puanlık himmetiyle birlikte yüzde 42.6 düzeyinde kalmasının yaşattığı hayal kırıklığı, 2024'ün emekli yılı ilanıyla ilgili yaşayacağımız kıvancı az da olsa gölgeledi maalesef.
Emekli maaşları şu haliyle milyonlarca insanı açlık sınırının altında yaşamaya mahkum etti ne yazık ki!
7 bin 500 liradan,10 bin liraya yükseltilmiş en düşük emekli maaşını hiç söylemiyorum.
Hele hele, emekli dul ve yetim aylıklarının en düşük emekli aylığı kabul edilen 10 bin liranın bile altında kalmış olmasını ve sayıları milyonu aşan insanların bu parayla geçinmeye mahkum edilmelerinden hiç söz etmiyorum.
Onlar 'Yok' hükmündeler.
Yok hükmündedirler çünkü o parayla insanca hakça bir üzende yaşanamayacağı biliniyor.
Emekli öyle bir yede ki, tıpkı Ahmed Arif'in 'Uy Havar'ında ''Umut dalarla./ Düşün uzay çağında bir ayağımız./ Düşün ham çarık, kıl çorapta olsa da biri./ Düşün olasılık, atom fiziği ve bizi biz eden amansız sevda.'' dediği gibi bir noktada aslında.
Bir ayağımız ham çarık, kıl çorapta olsa da ülkemiz uzay yarışında var olmuş.
''Yaşasın'' diyor ve buna çok seviniyoruz elbette.
Varsın olsun!
55 milyon dolar ödeyerek ve elin roketiyle de olsa uzaya bir insanımızı gönderiyormuşuz.
Buna sahip olmanın kıvancıyla, en düşük emekli maaşının 7 bin 500 liradan 10 bin liraya çıkarılmış olmanın sevincini de aynı anda yaşayabiliyoruz..
Bunu da bize, bizi biz eden o amansız sevda yaptırıyor.
O sevda ki!
Vatandır o sevdanın adı.
Söz konusu vatan olduğunda, geride kalan ne varsa teferruattan ibaret sayılacağı gibi ülkemize dair iyi bir şey işittiğimizde, yaşadığımız bütün olumsuzlukları unutuveriyoruz bir anda.
Bu da bizim hasletimiz.
Başka hiçbir millette olmayan vatan sevgisiyle yoğrulmuş bir milletiz çünkü.
İyi bir özelliktir elbette ve çok şükür ki buna sahibiz.
Ve fakat.
Kimi siyasetçiler tarafından bu özelliğimiz, yaşanan bazı olumsuzlukları örmek için kullanılmasa keşke.
Daha farklı bir ülke olur, daha farklı şeyleri konuşabilirdik belki.
Zenginliği ve onun yarattığı refahı konuşmak gibi mesela.
Ne de güzel olurdu