Okullar açılınca Ege ve Akdeniz sahillerindeki plajlardaki kalabalıklar nispeten azalsa da, yaz sıcakları hükmünü hala sürdürdüğü için plajlarda insan toplulukları var yine de.
Ege ve Akdeniz sahillerinde hala denize girilebiliyor ama bizim buralarda deniz ve kumla haftalar önce vedalaşmıştık.
İç Anadolu bölgesinde ''pastırma yazı'' dense de, Rahmetli Anacığım, şu sıralar bölgemizde hüküm süren hava hallerine ''tarhana sıcakları'' derdi.
Köyde yaşadığımız 60 yıl önce tütün kırımı bitende, Anacığım tarhanasını mayalar, evimizin avlusunda kuruturdu.
Şehre taşınınca da tarhana yapmaktan vazgeçmedi hiç bir zaman.
Her sonbahar başladığında evimizin bir odası tarhananın demlenmesi ve kurutulmasına ayrılırdı.
O geleneği, Rahmetli Anacığından aldığı bir miras gibi Karım sürdürüyor şimdilerde.
Bizim oturma odamızda da, 10 gün önce mayalanan hamur hüküm sürüyor şu sıralar.
Yarın, öbür gün kurutulmaya serilecek ve oturma odamızdaki hükümranlık alanını biraz daha genişletecek tarhanamız.
Tarhana sıcakları da son bulacak maalesef.
Çok zamanımız yok yani.
Keyfini çıkarın derim.
Yaklaşık 40 gün sonra kaloriferler yanacak.
Samsun'da 29 Ekim itibariyle kaloriferlerin yakılmasına izin veriliyor zira.
Şu sıralar doğalgaz faturası almıyoruz ve bu nedenle biraz huzurlu ve rahat hissediyoruz kendimizi ama çok değil iki ay kadar sonra doğalgaz faturası da almaya başlayacağız.
Doğal gazla ısınmayanlar odun ve daha çok da kömür temin etmeye başlayacak.
Bu yıl kalorifer yakıtı kömürün tonu, 7 bin 500 lira ile 10 bin lira arasında değişecek gibi.
Bir daireyi ısıtmak için bir ton kömür yetmiyor.
En az 1,5 ton kömür yakılacak soba da ya da kalorifer kazanında.
Doğalgaz deseniz, geçen sene bile el yakıyordu.
Kış soğuklarında tir tir titrediğimiz aylarda, 39 daireli binamıza 34 bin liralık fatura gelmiş ki; geçen sene İstanbul için 4.63 lira olarak uygulanan doğalgazın metreküp fiyatı, Samsun'da 7 liraydı.
Bu nedenle daire başına 900 liraya yakın ödeme yaptığımızı hatırlıyorum.
Bu kış daire balına bin 500 lira ödersek ''Amenna'' diyeceğiz galiba.
Döviz kurları yerinde durmuyor çünkü.
Enerji de dışa bağımlıyız maalesef.
Mesela ülke olarak günlük doğalgaz tüketimimiz 200-250 milyon metreküp dolayında oluyor ki geçen yıl şiddetli soğukların yaşandığı gün tüketimimiz günlük olarak 288 milyon metreküpe ulaşmıştı.
Ülkemizin yıllık ihtiyacının ise 60 milyar metreküp dolayında olduğu biliniyor.
Karadeniz’de bulunan doğalgaz ise şu an için ülkemizin gaz ihtiyacının ancak yüzde 1,5 kadarına den geliyor ne yazık ki.
Fosil yakıt rezervi bakımından zengin bir ülke değiliz maalesef yani.
Kömürle ısınan binalarda daire başına bu kış en iyimser hesapla 10 bin lira ödenecek.
Bunu da altı aya böldüğümüzde daire başına ısınmak için her ay bin 600 lira gibi bir para çıkacak cüzdanlardan.
Son baharı karşıladığımız şu sıralar iyi hallerimizdeyiz aslında.
Kış gelende sebze ve meyve çeşitleri de azalacak.
Şu anki hesapla barbun fasulyenin kilosu 140 liraya denk geliyor.
Kış gelende barbun fasulye ve kururu fasulyenin fiyatı kaç lira olur onu kestiremiyorum.
Ki;
Üç ay önce kilosu 22 lira dolayında olan pirinç şu sıralar 32 lira.
Şimdi iyi hallerdeyiz yani.
İki ay sonra kuvvetle muhtemeldir ki; ''yandım anam'' diyeceğiz.
Özellikle de emekliler ve dar gelirliler, o çok dillendirilen zam oranını alamazlarsa işte o zaman 'yandı gülüm keten helva' halleriyle karşılaşmamız çok mümkün yani.
Şimdilik, bu tarhana sıcaklarının keyfini çıkarın siz yine de.
Sonrası Allah Kerim...