Samsunspor için bu sene de yollardayız biliyorsunuz.
Samsun Gazeteciler Cemiyetinden bir gurup arkadaşla hafta sonu Elazığ’daydık.
Necmi Hatipoğlu’nun aracılığı ve Galip Öztürk’ün oluruyla Metro gurubunun cemiyetin kullanımına sağladığı araçla yaklaşık 700 kilometrelik yolu 8 saat gibi bir sürede aldık.
Yolculuklar sırasında yolların durumuna bakarak gelişmiş ve az gelişmiş şehirleri ve aynı zamanda yerel siyasetçilerin o şehirler üzerindeki etkilerini anlamak çok daha kolay oluyor.
Sivas’a kadar yol mükemmel.
Ama Sivas ve Malatya arası çekilir gibi değil.
Bu hükümet döneminde bölünmüş yollarla yolculuklar çok rahat ve güvenli hale getirildi ama Sivas Malatya arasında henüz bölünmüş yol yapılmamış.
Malatya Elazığ arası ise sıcak karışım beton asfaltla döşenmiş ve tamamı bölünmüş yol olarak yapılmış.
Bu mesafede yolculuk rahat ve güvenli.
Malatya, Doğu Anadolu Bölgemizin büyük şehirlerinden biri olarak biliniyor.
Ekonomisinin gücünü şehre girişte hemen fark ediyorsunuz.
Malatya bizim ölçeğimizde bir şehir.
İlçeleri bizim ilçelerimiz kadar gelişmiş olmasa da kent merkezi bir hayli büyümüş ve gelişmiş. Nüfusu da bizim kent merkezi kadar yani 600 bin dolayında bir nüfusa sahip.
Malatya’da tıpkı bizim gibi stat yerini TOKİ’ye kaptırmış ve bu nedenle. TOKİ tarafından bu şehre 25 bin seyirci kapasiteli yeni bir stat yaptırılıyor.
‘Malatya Arena’ adı verilen bu yeni stat da bizim yeni 19 Mayıs Stadımız gibi şehrin çok dışında bir yere yaptırılıyor.
TOKİ iyi ve faydalı bir kurum ama Türkiye’nin bütününü rant aracı olarak görüyormuş gibi bir algı uyandırıyor herkeste.
Umarım bu durum değişir.
Yerel halkın ”Mişmiş” dediği kayısının çok şey ifade ettiği Malatya’nın kent merkezinde dikkatimi çeken şey toplu taşıma biçimindeki benzerliğimiz oldu. Biz ulaşımı raylı sistemle yapıyoruz, onlar troleybüsle yapıyor. Benzerliğimiz, toplu taşımayı şehri boydan boya geçen bir hatla yapıyor olmalarıdır. Troleybüs, şehrin girişinden başlayarak yeni stadın yapıldığı Malatya Üniversitesi kampüsünün olduğu bölgeye kadar doğrusal bir hatla geçiyor. Bu toplu taşım hizmeti şehrin tamamına hizmet vermiyor ve bu durumdan Malatyalıların çok memnun olduklarını söylemek mümkün değil.
Elazığ ise bizim İlkadım’ımız kadar bir yer.
Ama sevimli bir şehir.
Elazığ, Bir Doğu Anadolu şehri ama bölgenin en huzurlu ve güvenli şehirlerinden biri aynı zamanda.
Elazığ için “Doğunun Parisi” yakıştırması boşuna yapılmamış yani.
Bizi Elazığ’da Elazığ Gazeteciler ve Yazarlar Derneği Başkanı Mustafa Doğan Karşıladı ve şehre iner inmez bizi ayağımızın tozuyla Cemiyet Lokaline götürdü.
Hani nasıl söylenir ‘bizi burada elleriyle beslediler’ adeta. Bizim geleceğimizi haber alınca fırına bir güveç vermişler. O güveç yemeğini İçli köfteyle birlikte servis ettiler. Müthiş lezzetli bir yemekti Elazığ’a özel bir lezzetlermiş, bu nedenle yolu Elazığ’a düşenlere “Bu lezzetleri tadın” demek tavsiyem olsun.
Cemiyet Başkanı Mustafa Doğan, Elazığ’da kaldığımız süre içeresinde bizi hiç yalnız bırakmadı. Mesela beraber Harput’a çıktık ve burada anladım ki misafirperverlik sadece Mustafa Doğan’a ait bir tavır ve özellik değilmiş.
Harput’daki restoran ve çay bahçesi gibi işletmelerin sahipleri cemiyetin misafiri olduğumuzu öğrendiklerinde ikram için bir birleriyle adeta yarıştılar. Vaktimiz sınırlıydı bu nedenle bu davetleri geri çevirdiğimizde her birinin ne kadar alındığını yüzlerinden anlamak mümkündü.
Anadolu’nun her bir karış toprağı iyi yürekli insanlarla dolu.
Bu özelliğimizle ne kadar övünsek hakkımızdır.