TÜİK Ekim ayı enflasyonunu yüzde 85.51 olarak açıkladı.
Buna karşın kısa adı ENAG olan Enflasyon Araştırma Gurubu yıllık enflasyonu yüzde 185.34 olarak açıklarken, İTO ise İstanbul'daki fiyat artışının yüzde 108.8 olduğunu duyurdu.
Aylık bazda da fiyat artışı TÜİK'e göre 3.54, ENAG'a göre ise yüzde 7.18 oldu.
Enflasyon artışı için üç ayrı değer var ortada.
Bunu siz, yaşıyorsunuz.
Hangi enflasyona inanacağınıza da siz karar verin.
Ki;
Herkes kendi meşrebine göre bir değerlendirme yapıyor.
Mesela dün sabah bir TV kanalındaki sabah programının konuğu olan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, TÜİK rakamlarına inandığını söyledi.
Destici, aynı zamanda fiyatların artmasını, enerji fiyatlarının artmasına bağlarken, tarımsal alanda da çiftçilerin hailinden memnun olduklarını söyledi.
Bu değerlendirme elbette Mustafa Destici'yi ve ona inananları bağlar ama bu değerlendirmeyi işitince Samsun açıklarındaki gemileri düşündüm.
Samsun limanına gelen o gemiler, genellikle buğday ve yem hammaddesi getiriyorlar biliyorsunuz.
Ki;
Kadim Anadolu toprakları, ilk buğdayın yetiştirildiği topraklardı.
Üreticiler için buğday ekmek pahalı hale dönüştü ülkemizde.
İlk buğdayın yetiştiği Konya ovasının yanı sıra, ülkemizde köylüler buğday ekmiyor artık.
Bunun için dışarıdan alıyoruz buğdayı arpayı ve yulafı.
Daha çok da şu sırlar savaş yaşanan Ukrayna ve Rusya'dan geliyor buğdayımız.
Niye diye sormayın.
Geçen yıl bir litre mazotun pompa fiyatı 7,39 lirayken, bu yıl, istasyona öre farklılık göstermekle birlikte ortalama olarak 26- 27 lira arasında değişen fiyatlara ulaşmış bulunuyor.
Bir ton gübre de 12 bin 250 lira ile 13 bin 750 lira arasında değişen fiyatlardan satılmaya başlanmış.
Tarımsal girdi maliyetleri artıyor yani.
TÜİK'e göre Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) de yıllık yüzde 57,69, aylık yüzde 7,83 artmış zaten.
Enflasyon tüketimde de, üretimde de yerinde durmuyor yani.
Mesela geçen yıl 75-90 lira arasında değişen fiyatlarda satılan 5 litrelik ayçiçeği yağı, su şıralar 155 lira ile 230 lira arasında değişen fiyatlara ulaşmış.
Ayçiçeği demişken.
Ukrayna - Rusya savaşı nedeniyle yaşanan sıkıntı sonrasında ürüne iyi fiyat verileceği düşüncesiyle üç yıl aradan sonra ilk defa bu yıl ekim alanlarıyla birlikte üretim de artmıştı.
Ürüne üreticiyi tatmin edecek fiyat da verilmişti.
Ürün bol oldu yani.
Ancak birliklerde yeterli para yok.
Birlikler, üyelerinin bile ürünlerini almakta sıkıntı yaşamaya başladılar.
Birliklerin kredi talepleri de karşılık bulamadı.
Fındıkta olduğu gibi ayçiçeği üreticisi de tüccarın kucağına itildi yani.
Destici TV programında konuşurken ''Üretici halinden memnun'' dedi ya.
Bence şu sıralar, özellikle ayçiçeği üreticilerine bir kere daha Haliniz nicedir?'' diye son bir kez daha sormalı bence.