limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Eğitim Öğretim ya da Talim Terbiye
Yazarlar // 11 Mayıs 2024 Cumartesi 17:23

Ragıp GÖKER

Bugün aslında, Samsun'da TÜFE nedeniyle içme su fiyatlarında durmayan zam konusuna dair yazacaktım.
Ve fakat.
Toplu taşıma araçlarında hamile, yaşlı ve engellilere ayrılan koltukların gençler ve özellikle öğrenciler tarafından işgal edilmesi nedeniyle eğitim ve öğretim konusunun zaafları hakkında yazmanın daha uygun olacağını düşündüm ki, bir hafta sonu yazısında ekonomi ve siyasetten bir nebze olsa uzaklaşmış oluruz böylece.
Fena da olmaz sanırım.
Eğitim sistemimizin öğretim kısmı zaten felaket.
Düşünüyorum da, yaşı 60'ı geçenler ne kadar da şanslı bir nesilmiş.
Daha lise sıralarında felsefe, mantık ve sosyoloji dersleri okumuştuk.
Orta öğretimde mantık, felsefe ve sosyoloji dersleri kaldırılalı çok oldu ama bugünün gençleri, tarih ve coğrafya konusunda bile yeterli bilgiye sahip değiller maalesef.
Geçenlerde bir bilgi yarışmasında üniversite öğrencisine Kızılmeydan olarak bilinen meydan hangi ülkede diye bir soru yöneltildi. Soruda Kızılmeydan’ın yanı sıra, Trafalgar, Concorde ve Times meydanı da seçenekler arasındaydı.
Üniversite öğrencisi olan yarışmacı soruyu bilemedi ve telefonda joker hakkını kullandı.
Yarışmacıya yardım etmek için telefona bağlanan kişi de üniversite örenimi almış biriydi ama o da Kızılmeydan’ın Rusya’da olduğunu söyleyemedi.
''Bu da bir şey mi, sokak röportajlarında Ülkemizin ilk Cumhurbaşkanı kim, şeklindeki soruya, aralarında üniversite öğrencisi olan gençler bile Atatürk, cevabı veremiyorlar'' diyeceksiniz.
Haklısınız vallahi.
Böyle bir durumdayız maalesef.
''On lise öğrencisinden kaçı, Ercüment Ekrem Talu veya Ahmet Hamdi Tanpınar'ın edebiyatımızın önemli isimlerinden bir olduğunu bilir?'' diye soracağım bu defa da ancak, sizde bana ''Bırak Ahmet Hamdi Tanpınar'ı, İstiklal marşımızı yazan Mehmet Akif Ersoy'u, on öğrenciden kaçı biliyor ki?'' diye karşı bir soruyla beynimi yakacak olmanızdan çekinirim.
Eğitim felaket yani.
Ki;
Hazırlanmakta olan yeni müfredat üzerine tartışmalar siyasetin birinci gündemi haline geldi zaten.
Bu konuda kapsamlı bir bilgiye henüz sahip olmadığım için müfredata dair görüşlerimi daha sonraya bırakacağım.
Öğretim konusunu da şimdilik burada noktalayarak, eğitim konusunda düşüncelerimi paylaşmak isterim.
Konuyu doğru anlatabilmem için ''Eğitim'' ne demek buna bakmak lazım gelir diye düşünüyorum.
Toplumumuzda, bir çok konuda olduğu gibi bu konuya da yüzeysel baktığımız için eğitimin, çocuklarımızı okula yazdırıp, göndermekle sınırlı olduğunu düşünüyoruz.
Oysa eğitim, ''Terbiye'' demek.
Sözlüklerde de eğitim sözcüğü şöyle tanımlanıyor zaten:
"Birinin akla uygun, fiziksel ve moral gelişmesi üzerine etki yaparak çeşitli davranış yatkınlıkları, bilgi ve görgü aşılayarak önceden tespit edilmiş amaçlara göre onun belirli bir yönde gelişmesini sağlamak, terbiye etmektir"
Bir çocuğun terbiyesi, ailede başlar aslında ve yaşadığı çevrede gelişir ki; o çevrelerden biri ve belki en önemlisi ilkokuldan, ortaokula liseye, hatta üniversiteye kadar uzanır.
Bizim kuşağın gençleri, toplu taşıma araçlarında, kendisinden yaşça büyük olanlara koltuklarda yer verirlerdi.
''Bunu yapmak gereklidir'' gibi bir iddiada bulunmayacağım elbette.
Çocuklarımızın, gün boyu süren dersler sırasında zihnen yorulmuş olduklarından yola çıkarak, toplu taşıma araçlarında yaşlılara oturdukları koltukları terk etsinler gibi bir beklenti içinde değilim ve olamam da.
Ve fakat.
Gençlerimizin, en azından öğrenci olanları, toplu yaşıma araçlarında hamile, yaşlı ve engelliler için ayrılmış koltukları işgal etmemeleri gerektiğini söylemek isterim
Konumuz eğitim madem.
Çocukların ve gençlerin en azından bu konuda eğitilmeleri (Terbiye edilmeleri) gerektiğini düşünürüm.