limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Dünya Lideri Olabilmek
Yazarlar // 23 Nisan 2015 Perşembe 00:00

İsmail BAŞARAN

“Türk Genci devrimlerin ve Cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten fazla inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ve en büyük kıpırtı ve bir davranış duydu mu “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir.
Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.
Genç, “Polis henüz Cumhuriyetin ve devrimin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır.
Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek” diyecektir.
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. 
Diyecek ki, “İnanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan nedenleri ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!”
Mustafa Kemal Atatürk bunları 5 Şubat 1933’te Bursa’da söylemiş.
Bugünü, O günden görebilmek, Dünya Lideri olmanın sonucudur…

23 NİSAN SADECE ÇOCUK BAYRAMI DEĞİLDİR
12 Ocak 1920'de toplanan Meclis-i Mebusan, 28 Ocak 1920 tarihindeki gizli oturumunda "Ahd-i Milli" olarak Misak-ı Milli kararlarını almış ve kararlar bütün mebuslar tarafından imzalanmıştı. 17 Şubat 1920 tarihli oturumunda da basında yayınlanması ve bütün yabancı parlamentolara bildirilmesi kararlaştırıldı. 15 Mart'ta, İstanbul'daki İtilaf kuvvetleri 150 Türk aydınını yakalatmış ve ertesi gün de şehir fiilen ve resmen askeri işgale maruz kalmıştı.
18 Mart 1920'de İngilizler, meclisin etrafını makineli tüfeklerle sararak, toplantı halinde bulunan milletvekillerinden bazılarını tutuklayarak ve sürükleyerek götürdüler. Bunun üzerine milletvekilleri meclisin çalışma süresini ertelediler. Böylece, son Osmanlı Meclis-i Mebusanı düşman süngüsü altında zorla kapatıldı.
Bu işgali, fedakar bir telgraf memuru Manastırlı Hamdi Efendi vasıtasıyla öğrenen Mustafa Kemal Paşa, derhal bu hareketi protesto ederek, bu işgalin haksız ve hükümsüz olduğunu bütün dünyaya beyan etti. Bu arada, Eskişehir ve Afyonkarahisar'daki yabancı birlikler, silahları ellerinden alınarak, bulundukları yerlerden uzaklaştırıldı. Geyve-Ulukışla yakınlarındaki demiryolları işgal kuvvetlerinin ilerlemelerini zorlaştırmak için bozuldu. Anadolu'da bulunan yabancı subaylar tutuklandı.
Ankara'da olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin açılması belirlendi. Kurucu Meclis olarak çalışması düşünülen bu meclisi, Mustafa Kemal, halkın yadırgamaması için "olağanüstü yetkilere sahip bir meclis" olarak takdim etti. Kurucu Meclis ve seçimlerle ilgili 19 Mart 1920'de bir bildiri yayınladı. Seçimlerin yapılması için yayınlanan bu bildiri uyarınca, yurdun her yerinde seçimler yapıldı. Bolu Düzce, Hendek bölgesinde başlayan ve Nallıhan, Beypazarı çevresine sıçrayan bazı ayaklanma olayları oldu. Bu olaylardan dolayı, seçilen milletvekillerinin tümünün gelmesi beklenilmeden, Millet Meclisi'nin açılma hazırlıkları yapıldı.
22 Nisan 1920'de yapılan çağrı ile Millet Meclisi, 23 Nisan 1920 günü toplandı. O gün, Hacı Bayram Camii'nde kılınan Cuma Namazından sonra topluca Meclis binasına gelindi. Türkiye tarihinde ilk kez padişah olmaksızın, 23 Nisan 1920, saat 14'de merasimle ve dualarla Meclis açıldı. 
Not: Bu bölüm anlamayanlar için yazılmıştır.

BU İLDE ÇOCUKLAR YAŞAMIYOR MU?
Aslına bakarsanız sadece Samsun olarak sormamak gerekir bu soruyu.
Soruyu, “Bu ülkede çocuklar yaşamıyor mu” diye sormak gerekir de…
Her neyse biz yine Samsun için sormuş olalım.
Samsun bir milyon 250 bin nüfuslu bir il.
7 Haziran günü bu ili Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edecek milletvekillerini seçebilmek için bugünün çocuklarının aileleri sandık başına gidecekler.
Çocuklar ne yapacaklar, ailelerine kendileri için düşünen ve çalışanları seçmelerini salık verebilecekler mi?
Daha açıkçası bu çocukların meclisi de olacak mı?
Bu soruya ben cevap vereyim; hayır…
23 Nisanlarda çocukları koltuklarına oturtan il yöneticileri ve ülke yöneticileri bu çocuklar için bir meclis kurmayı akıl edemiyorlar mı yoksa işlerine mi gelmiyor.
Öyle ya akıl edip çocuk meclisleri kurdursalar illerde ve ilçelerde, çocukların alacakları kararları uygulamak durumunda kalacaklar.
Ya bu çocuklar uygulanamayacak kararları alırlarsa ya…

BİZİM SURİYELİLER DİLENCİ OLDU
Samsun’un çeşitli cadde ve sokaklarında gezerken artık  tanıdık birkaç Türk dilenci dışında gördüğün dilencilerin neredeyse tamamı Suriyeli.
Mübarek tavşan gibi ürüyorlar.
Yanlarında üç beş çocuk bir köşeye oturmuşlar ellerini açmışlar, taciz derecesine varan şekilde dileniyorlar.
Biraz daha gidiyorsunuz bir başka koloni daha var yolda ve onlar da dileniyorlar.
Genç ve güzel kadınlar…
Caddelerde gezen genç ve yakışıklı Suriyeli erkekler…
Birader bu ülkede ne işiniz var?
Siz de bir projenin ürünü müsünüz?
Ülkenizde iç savaş var…
Sizler buradasınız.
Gidip savaşsanıza ülkenizi kurtarmak için.

GÜNÜN SÖZÜ

"Küçük hanımlar, küçük beyler!
Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız!
Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz.
Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız.
Sizlerden çok şeyler bekliyoruz."
Mustafa Kemal ATATÜRK


23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN