Domuz Gribi Ve Samsun

Türkiye’de domuz gribi nedeniyle Sağlık Bakanlığı teyakkuza geçmiş.
Geçmiş de bu salgının Samsun’da da üç can aldığı ne hikmetse teyakkuz sonrası açıklanmış.
Ne garip değil mi?
Samsun Sağlık Müdürlüğü demek ki Sağlık Bakanlığı’nın teyakkuzuna kadar kulağının üstüne yatmış.
“Aman kimse duymasın” mantığı güdülmüştür sanırım.
Tabi gripten ve de domuz gribinden ölümlerin olduğunu anlamışlardır mutlaka.
Anlamışlardır da “Panik yaratmamak” için açıklamamışlardır.
Hep böyle olur ya…
Ve de hep böyle denir ya…
Bu ifadelerin işin üzerine değil de bazı görevlilerin kulağının üzerine yatmasından kaynaklandığını söylemeyiz hiç.
“Domuz Gribi” ha…
Yok canım, Samsun’daki üç kişinin ölümü griptendir de “Domuzluk” yapmamıştır Samsun’daki grip…
“Domuzluk” yapanlar kimlerdir, bilemiyorum.
Oysa üç kişinin “Domuz Gribi” nedeniyle can verdiği Samsun’da, Sağlık Müdürlüğü bunu daha önce açıklamalı, halka böyle bir salgın olduğunu duyurmalı ve alınacak önlemleri sıralamalıydı.
Ancak yapamadı.
Belki de Sağlık Müdürlüğü çalışanlarının böyle davranması istendi kendilerinden.
Hadi Sağlık Müdürlüğü böyle yaptı.
Ya Samsun Valisi İbrahim Şahin…
Haberi mi olmadı üç kişinin Domuz Gribinden öldüğünden.
Eğer haberi oldu da Samsun halkını uyarmadıysa bir kusurdur böyle davranış.
Yok, haberi olmamış da açıklamamışsa ve de Samsun halkını uyarmamışsa bu kusur değil, Devlet’i hafife almaktır.

ERHAN ALTIN VE ÇOMAK SOKMAK
Samsunspor Teknik Direktörü Erhan Altın  “üzerine oyunlar oynandığı” yolunda açıklamalarda bulunmuş.
Erhan Altın sen kimsin ki üzerine oyunlar oynanacak?
Sen kendini “Samsunspor’un teknik direktörü” olarak görüyorsun ya, aslına bakarsan teknik direktör sen değilsin bu takımda.
Takımın teknik direktörü “Sahada yürümesine rağmen” dışarı alamadıkların mı?
Yoksa senin görmediğini görüp tribünde bağıran sonra da istediklerini yaptığın taraftar mı?
Neymiş efendim, Samsunspor iyi yoldaymış da yapılan eleştiriler “çomak sokmak” anlamına geliyormuş.
“Beni herkes sorgulayabilir, ama böyle yapılmamalı” diyor Erhan Altın.
Neymiş, oyuncular inanıyormuş da taraftar sahip çıkmalıymış.
Ne demek yani, taraftar takımına inanmadığı için mi kırmızı beyaz renklerin peşinden koşuyor.
Bu şehirde kendisini göndermek için oyunlar oynanıyormuş.
Erhan Altın’ın bu sözleri hem taraftarı, hem şehri zan altında bırakmaktır.
Varsa bir bildiği hemen açıklamalıdır.
Buradan bir soru soracağım Erhan Altın’a:
Devre arasında soyunma odasında kendisini dinlemeyen futbolcular var mı?
Varsa bunların sayısı kaç tanedir?
Kendisini dinlemeyen futbolcular varsa, bu futbolcular devre arasında soyunma odasında ne yapmaktadırlar?
Bu söylentiler mi seni rahatsız ediyor yoksa?
Son söz:
Erhan Altın “Çomak sokmak” derken eleştirileri mi yoksa soyunma odasında kendisini dinlemeyenleri mi kastediyor?

GÜNÜN SÖZÜ
Elinizde ise başka insanlardan daha akıllı olun, ama sakın onlara bunu söylemeyin.