Kur Korumalı Mevduat gibi uygulamalara rağmen döviz kurlarındaki yangın sürüyor.
Özellikle doların ateşi bir türlü sönmüyor.
Yazının hazırlandığı sıralarda serbest piyasalarda bir dolar 19.80 liradan satılıyordu.
Dolar 20 liraya dayanmış yani.
Ki;
Bu tarihi bir rekordur.
''Sana ne dolardan'' şeklindeki itirazları işitir gibiyim.
Bu yazıyı okuyanlar arasında, zamanın Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, Ahmet Hakan'a, ''Dolarla da maaş alıyorsun?'' diye sorduğu gibi bana da aynı soruyu soracak olanlara peşinen cevap vereyim.
Doları rüyasında bile göremeyecek olanlardanım.
Daha çok emekli maaşıyla geçinen bir arkadaşınızım.
Dolar üzerinden hesap edecek olursak aylık gelirim 450 dolar seviyelerinde.
Buda demek oluyor ki, milli gelirden bir yılda payıma düşen para 5 bin 400 dolar dolayında.
Geçen yıl kişi başına düşen milli gelirin 10 bin 655 dolar olarak açıklandığını varsayarsak, 5 bin 255 dolar zarardayım aslında.
Kimseyi suçlamayayım falan diyorum ama bu arada haberim olmadan cebimdeki paranın yarısı buhar olmuş yani.
''Haberim olmadan'' dememe de bakmayın.
O lafın gelişi bir deyim.
Aslında canım fena halde yandı bu süreçte.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmeye hazırlandığımız beş yıl önce, 20 Mayıs 2018'de yani, dolar kuru 4.59 liraymış.
Dolar beş yılda 4.40 kat değer kazanmış.
Rakamı tersinden okuyacak olursak da, paramız 4.40 kat değer kaybetmiş aslında.
Bir süredir de dolar artmasın diye, Kur Korumalı mevduat hesabı diye bir uygulama hayata konmuştu biliyorsunuz.
Birçok kişi dövizini bozdurup bankalarda Türk Lirası mevduat hesabı açtırdı.
Bu arada kur artarsa, dolarını bozdurup Türk Lirası mevduata dönenlerin zararı hazineden karşılandı.
Bu para da, bir anlamda bizim cebimizden çıktı ama doların ateşi bir türlü söndürülemedi.
''Faiz sebep, enflasyon netice'' söylemiyle başladı aslında her şey.
Merkez, politika faizlerini sürekli düşürmeye başladı.
Sonuç itibariyle döviz fırladı.
Aynı oranda enflasyonda tavan yaptı.
TÜİK'e göre bile yüzde 85 enflasyonu gördü bu ülke.
Ve fakat.
Doların etkisiyle iğneden ipliğe her şeyin fiyatı artarken, emekli ve çalışanların gelirleri aynı oranda artmadığı gibi dar ve sabit gelirli vatandaşların cebindeki para ise sürekli eridi.
Derken Merkez, iki gün önce faizleri artırma kararı aldı.
Şaşırdık mı?
Şaşırdık elbette.
Şaşıran sadece biz de olmadık.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a en yakın isimlerden biri olduğunu bildiğimiz Metin Külünk bile buna şaşırmış.
Külünk önceki gün twitterden yayınladığı mesajda MB'nı operasyon yapmakla suçlarken, operasyonun hedefinin de Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu ima etti.
Doların sönmeyen ateşi sadece benim gibi dolarla maaş almayan dar ve sabit gelirli vatandaşları endişelendirmiyor yani.
Herkes ''Neler oluyor?'' diye sorarak endişelerini dile getiriyor.
Doların ateşini söndürmeye KKM hesapları da yeterli olmamış ki, bankalar vatandaş dolar almasın diye kredi musluklarını da kapatmış.
Bu durum sanırım bir hafta sonra ikinci turu yapılacak seçimlere kadar sürecek gibi.