Samsun Büyükşehir Belediyesinin, Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin ardından Türkiye'nin en borçlu ikinci Büyükşehir Belediyesi olduğu biliniyor.
Buna rağmen 31 Mart seçimleri için partisi tarafından yeniden aday gösterilmeyen Mustafa Demir, giderayak, ülkemizin en borçlu belediyelerinden biri olan Samsun Büyükşehir Belediyesinin borcuna borç katmayı hedefliyor.
Demir, Büyükşehir meclisine getirdiği bir teklifle, 1 milyar lra borçlanma yetkisi istemiş zira.
''Belediyeler yatırım yapmak için borçlanabilirler, buna neden şaşırıyorsunuz?'' diyenleri duyar gibiyim.
Böyle söyleyenlere, ''O Başkan, birlikte yola çıktığı arkadaşları tarafından trenden indirildi. Buna ne diyeceksiniz'' derim bende o vakit.
Sahi giderayak, ne için isteniyor o para.
Bir milyar lira üstelik.
Az para da değil hani.
Ki;
Seçime şunun şurasında 70-80 gün kaldı.
Demir, 1 Nisan itibariyle o koltukta oturamayacak.
Öyleyse nereye harcanacak o para.
Seçime günler kala istenen o para için amacım niyet okumak değil elbette ama en azından seçilecek yeni yönetimi, ağır bir yükün altına sokacağı belli olan bu talep için en saf duyguyla ''Hiç etik değil'' derim ve sadece böyle söylemekle yetinirim.
Başkan Demir, şunu anlasa iyi olur:
Demir, belediyenin geleceğine dönük kararlar almak durumunda değil artık.
Başkan Demir açısından şu gerçeği kabul etmek zor elbette ama kendisi artık yok hükmündedir.
Bu durum Samsun halkı için artık böyle olduğu gibi O'nu, bu o makama gelmesini sağlayan irade için de böyle olduğu anlaşılmıştır.
Yazılı bir kural değil elbette ancak, Başkan Demir'in görevi, koltuğu yeni seçilecek Başkan'a devredeceği Nisan ayının ilk haftasına kadar yapacağı görev, belediyenin kasasını korumak ve kollamak, ayrıca, iki buçuk ay kadar işlerin düzgün şekilde yürütülmesine nezaret etmekle sınırlıdır ancak.
Belediyenin borcuna borç katma gibi girişim, akla ziyan bir karar gibi görülüyor.
Rahmetli Muzaffer Önder, seçime aylar kala önüne konan toplu iş sözleşmesine, seçimi kaybetme riskine rağmen imza atmamıştı.
Muzaffer Önder, belediye bütçesine ağır bir yük getireceğine inandığı için sendikanın tehdidine rağmen o toplu sözleşmeye imza atmamıştı.
Umur görmüş bir devlet adamı olan Muzaffer Önder'den başka türlü bir karar beklenemezdi elbette ama 25 yıl önce alınmış böyle bir karar ortadayken, seçilemeyeceğini bile bile seçimlere iki adım kala, belediyenin borcuna borç katılma arzusunu anlamakta zorlanıyorum.
Dün böyle..
Bugün böyle.
Akıl alacak gibi değil.
* * *
ADEM GÜNEY
Dün bu köşede ''Seçim bir acayip zor yarış'' başlıklı yazımda ''AK Parti ile Yeniden Refah Partisi arasında süren pazarlık nasıl sonuçlanacak o bilinmiyor.
Bu nedenle Yeniden Refah Partisi, Adem Güney'i aday yaparsa, kartlar yeniden dağıtılmış olacaktır.
Ki;
Şu anda açıklanan Büyükşehir adayları da AK Parti ile Yeniden Refah Partisi arasındaki pazarlığın nasıl sonuçlanacağı konusuna kilitlenmiş durumda.'' diye yazmıştım.
Yazının hazırlandığı sırada, Adem Güney'in aday olup olmayacağı henüz belli olmamıştı ama YRP, dün daha sonra Adem Güney'i açıkladı.
Buna rağmen, Fatih Erbakan’ın, AK Parti ile görüşmelerin sürdüğünü söyleyerek, destek verme konusunda kapıyı tamamen kapatmaması nedeniyle, YRP'nin, AK Parti adaylarına destek verme ihtimalini tamamen ortadan kaldırmış değil henüz