“1950'lerle birlikte siyaset terminolojisine girdiğini gördüğümüz ifadedir. Devr-i sabık yaratmakla kendinden önce gelenlerin yaptıklarının hesabını sormak ifade edilir. Yani önceki iktidar dönemini sorgulamak, yapılan haksızlıkların, yolsuzlukların üzerine gitmek anlamına gelir. Dolayısıyla devr-i sabık yaratmamak da kendinden önce yapılan edilenleri görmezden gelmek, peşine düşmemek demektir.”
“Devr-i sabık yaratmak” işte böyle açıklanıyor sözlüklerde.
Bu ifade durup dururken aklıma gelmedi.
KANAL 52’de Soner Cabbar’ın hazırlayıp sunduğu “Samsun Konuşuyor’un” bu akşamki konukları CHP Samsun İl Başkanı Sayın Mehmet Atalay ve MHP Samsun İl Başkanı Sayın Şaban Kılıç.
Programın devamlı katılımcılarından birisi olarak her iki il başkanına da sorduğum sorularda benzer olanlar vardı.
Örneğin; “Samsun’da tüm belediye başkanlıklarını alacağınızı iddia ediyorsunuz, haliyle bu ifade Büyükşehir Belediyesi Başkanlığını da içeriyor. Eğer dediğinizi gerçekleştirirseniz
Devr-i Sabık yaratacak mısınız?”
Bu soruya her iki başkan da açıkça şu cevabı verdi:
“Evet, Devr-i sabık yaratacağız…”
Program bu akşam...
Duyurulur.
BU NASIL BİR DİN ANLAYIŞI?
“Samsun Müftüsü Yrd. Doç. Dr. Hayrettin Öztürk, gerçekleştirmek istediği projelerden olan 'Samsun Protokol Camisi' için Atakum'da bulunan Tarım Lisesi'nin olduğu arazi için yazışmaların sürdürüldüğünü açıkladı.”
Haberi okuyunca kendi kendime “güleyim mi, ağlayayım mı?” diye bir süre düşündüm.
Sonra da “bu nasıl bir din anlayışı?” dedim kendi kendime…
İlin protokolü için cami yapmak…
Vay bee….
Hz. Muhammed’in namazlarını halktan ayrı bir yerde kıldığını söylerler bundan sonra da…
Sayın Müftü’ye soralım:
Protokol Camisi adını vereceğiniz bu camiye protokole dahil olmayanları alacak mısınız?
Bu camide namazı kim kıldıracak?
Kaç liraya mal olacak?
Camilerde bu iş için para toplanacak mı, toplanacaksa kaç Cuma namazında toplanacak?
Peki, protokolde olmayanlar ayrı camide protokol ayrı camide mi namaz kılacak?
İnsanları çeşitli guruplara ayırdılar yetmedi, Alevi dediler Sünni dediler, Laz dediler, Kürt dediler, dediler de dediler…
Şimdi de protokole dahil diyecekler herhalde.
Alın size bir bölme işlemi daha…
Düşünebiliyor musunuz Samsun’a atanan valiler “Bu protokolün başı benim, kimsenin arkasında namaz kılmam benim arkamda namaz kılınacak” diye tuttururlarsa ya..
Başta sarık, sırtta cübbe…
Müftü Bey, Protokol Camisinde de her Cuma para toplanacak mı?
CHP VE AMAZON KÖYÜ
CHP Samsun İlkadım İlçe Başkanı Erkan Akyüz, Amazon köyüyle ilgili konuşunca işi o yapmış gibi algılanmaya başlamış.
İki milyon lira gerçekten harcandı mı diye sormayı sürdürüyor.
Sürdürüyor da bazıları soruyu galiba anlamıyor.
Sayın Akyüz ihaleyi gerçekleştiren yandaşlara da…
İfadesini kullanıyor.
Oysa o işin ihaleyle yapılıp yapılmadığına dair bir bilgiye Büyükşehir Belediyesi’nin resmi internet sitesinde rastlanamıyor.
Samsun halkının paralarının hesabının sorulması gerçekten çok iyi…
Bu hesabın sorulmasında sanırım Sayın Akyüz İlkadım ilçesi başkanı olarak yalnız da kalmayacak.
CHP İl Başkanı Sayın Mehmet Atalay da bu hesabın sorulabilmesi için Meclis üyeleriyle bir toplantı yapmayı planlıyor.
Sizler de farkındasınız değil mi, Samsun’da nelerin olmaya başladığı konusunda…
GÜNÜN FIKRASI
Temel perişan bir halde doktorun muayenehanesine girmiş;
“Komşunun köpeği beni mahvediyor doktor” demiş,
“Sabaha kadar havlıyor, bırakın uyumayı gözümü bile kırpamıyorum...”
Doktor, çekmecesine uzanmış, numune ilaçlardan birinin kutusunu uzatmış,
“Şu uyku hapını bir deneyin” demiş, “Çözüm bu... Probleminiz ortadan kalkacak”...
Ertesi gün Temel daha bitkin, daha perişan gelmiş muayenehaneye,
“Doktor hay senin çözümüne” demiş;
“-O it oğlu it ilacı katiyen içmiyor, üstelik elimi de ısırdı...”
GÜNÜN SÖZÜ
İnsanlar konusunda daha az, fikirler konusunda daha çok meraklı olun. Marie Curie
DUVAR YAZISI
Kadın erkek eşitliği varsa penaltı atılsın…