Bu sütunda yazılanları takip eden okurlarım, başarı öykülerini yazdığımı bilecektir.
Geçen hafta, ''Bir Başarı öyküsü olarak Cemil Deveci'' başlığıyla Deveci'nin siyasi yaşamını anlatırken, kazandıklarının yanı sıra, hayal kırıklıklarını da beraberinde getiren seçim yenilgilerine rağmen inatla sürdürdüğü yarışın sonunda hedefine ulaşma hikayesini yazmıştım.
''Bir başarı öyküsü olarak Cemil Deveci’’ başlıklı o yazıya da, ‘’Bu yazı Cemil Deveci’nin Atakum Belediye Başkanlığı dönemini değerlendiren bir yazı değildir.'' notuyla başlamıştım.
Buna rağmen, yazılarıma övgü notu yazan kimi dostlarımdan bile sitemkar mesajlar almıştım.
Ki;
O yazı, Cemil Deveci'yi övmek amacıyla yazılmamıştı.
Yaşam insanlara sürprizler hazırlar.
Herkesin bir hedefi vardır ve o hedefe ulaşmak amacıyla çıkılan yol, çoğu zaman engellerle doludur.
Cemil Deveci'yi 70'li yılların ikinci yarısında tanımıştım.
Siyasi hedefleri olduğunu o zamanlar da anlamıştım ama siyasette hedefe ulaşmak yani başarıyı yakalamak hiç kolay değildir.
Cemil Deveci'nin de önüne engeller çıktı.
Girdiği birçok seçimde ağır yenilgiler aldı ama hiç bir zaman yılmadı ve sonuçta hedefine ulaştı.
Kim ne anladı bilmem ama ben o yazı da Cemil Deveci'nin bu özelliğini anlatmaya çalışmıştım.
Dün bir okurum, Twitter'da beni de etiketleyerek A Haber'in Cemi Deveci ile ilgili haberini göndermiş ve ''Cemil Deveci ile başarı hikayesi görüşünüz değişti mi?'' diye sormuş.
Elbette ki o fikrim değişmedi.
Cemil Deveci'yi siyaseten verdiği mücadelede balarılı buluyorum hala.
Ve fakat.
Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci'yi değerlendirecek olursak, başarılı bulduğum uygulamaları da var, başarısız bulduklarım da.
''Başarı öyküsü olarak Cemil Deveci'' diyerek yazmam nedeniyle, Cemil Deveci benim için de eleştirilmez değildir.
Pandemi sürecindeki gayretlerini görmezden gelemem mesela.
Hatta 'Ata Tohum' gibi uygulamalarını da başarılı işlerinden biri olarak görürüm.
Dün Yener Cabbar ‘ın yazısındaki ''Cemil Deveci'nin yapması gereken çevresini boşaltmasıdır'' şeklindeki görüşün altına da imzamı atarım.
Zira Deveci'ye yapılan eleştirilerin çoğu, oluşan böyle bir durum nedeniyle yapılıyor.
Ki;
'Skandal' olarak adlandırılan Deveci Hukuk Bürosunda görevli bir Avukatın, vekaletini aldığı bir müvekkili nedeniyle belediyeyi icra vermesi, böyle bir durumun sonucudur aslında.
Cemil Deveci bu durumu, “Deveci Hukuk Bürosu’ndaki avukatların hepsi bağımsız” diyerek savunuyor ama neresinden bakarsanız bakın böyle bir hata kişisel ‘başarı öyküsüne’ gölge düşürmüştür.
Bire bir benzeri değil belki ama bakanlığına dezenfektan satan Ruhsar Pekcan'ı nasıl eleştiriyorsak, Deveci Hukuk Bürosundan bir avukatın belediyeyi icraya vermesini de eleştireceğiz elbette.
İktidara yakın medya Deveci üzerinden ha bire CHP'ye de vuruyor.
Ve fakat.
İktidara yakın medya, Cemil Deveci'yi 'çarmıha gererken' Ruhsar Pekcan vakasını ise görmezden geliyor.
Bana da Deveci ile ilgili A Haber’de çıkan bir haber kupürünü ''Cemil Deveci ile başarı hikayesi görüşünüz değişti mi?'' notuyla gönderen okurumuz, Ruhsar Pekcan eleştirileriyle ilgili Sözcü ve Cumhuriyet gibi gazetelerde çıkan haberlerin kupürlerini de gönderseydi, pek makbule geçerdi.
At gözlüğüyle yapılan eleştirileri pek ciddiye alamıyorum çünkü.