Yaklaşık 2 ay önce yani 17 Ocak günü bu sütunlarda ''Kürtün vadisini imara açmak neyin kafasdır'' başlığıyla Deveci Armudunun yetiştiği topraklara yapılmak istenen ihaneti yazmıştık.
O sıralar, Samsunspor tesislerinin de yer aldığı Doğu ve Batı Parkı da kapsayan Samsun’un sahilindeki Kent Park’ların Millet Bahçesine dönüştürülmesi gibi hayati bir başka konu gündemdeydi ve haklı olarak o konu daha çok ses getirmemişti.
Ne zaman ki Genel Yayın Yönetmeni A.Yener Cabbar gerek gazetenin birinci sayfasına taşıdığı haberlerle ve gerekse konuyu köşesinde günlerce işleyince, Kürtün Vadisine yapılmak istenen ihanet yeniden gündeme geldi.
Çok da iyi oldu.
Tam isabet yani.
Çünkü gerek gazetenin manşetine taşıdığı haberler ve gerekse Yener Cabbar'ın günlerce köşesine işlemesi sonucu Erhan Usta konuyu TBMM gündemine kadar taşımış oldu.
Kürtün Vadisi, sahip olduğu faunası nedeniyle 50 tür meyvenin yetişebildiği yeryüzü hazinesidir.
Ve bu hazineye sahip olmamamız nedeniyle bu ülkenin şanslı yurttaşlarından sayılırız aslında.
Şairin ''Anlamaz çağ ince ayrıntıları kalın gürültülerde'' dediği gibi, para hırsı öylesine kör etmiş ki bizi ki, bu körlüğün sebebi de para hırsıdır.
Rant gözümüzü kör etmiş durumda yani.
Yeryüzünde çok az bölgede bulunan klimaya sahip Kürtün Vadisini imara açmayı kararlaştırmış Samsun Büyükşehir Belediyesi.
''Olmaz böyle bir şey'' demeyin.
Aynıyla vaki.
Oldu yani.
Kürtün Vadisinde 20 bin nüfuslu yerleşim yeri kurmak amacıyla yapıldı bu saçmalık.
Büyükşehir'in bu kararı alma nedeninin de temelinde, AK Parti'li bir iş insanı tarafından Çatalarmut'ta 326 dönüm arazinin satın alınması ve tarla vasfındaki bu arazilerin daha sonra imara açılmasının neden olduğu iddia ediliyor.
H.HALK konuyu günlerce gündeminde tutması ve Erhan Usta'nın da bu saçmalığı Meclis gündemine taşımasının ardından AK Parti cenahından itiraz sesleri yükledi ilk defa.
İl Başkanı Ersan Aksu, adı geçen iş insanının şu an il yönetiminde olmadığına vurgu yaparak Erhan Usta'yı yalancı olmakla suçlarken, Atakum'un Eski Belediye Başkanlarından Adem Bektaş da ''Adam tapusu başkasından olan araziyi parasını verip satın alıyor, bunun neresi rant'' diyerek konuya dahil oldular.
Ersan Aksu, iş insanının şu anda başkanı olduğu il yönetiminde görev almadığı için bir anlamda topu taca atmak istemiş.
Bilindiği kadarıyla şu an yönetimde olmasa da o iş insanının halen parti üyesi olduğu biliniyor ama neyse.
Aksu'ya, dayandığı bu argüman nedeniyle bir noktaya kadar hak verebilirim ama Adem Bektaş, konuya ne diye dahil oldu onu pek anlayamadım.
Şimdi ben de sormak isterim Hangi Adem Bektaş'ı dikkate alalım.
Benim zihnimde üç Adem Bektaş var aslında.
İlki benim de büyüdüğüm mahallenin delikanlılarından Adem Bektaş böylesi bir konuya bodoslama dalmazdı.
Mimar Adem Bektaş ise konuya kıyısından ve dahi köşesinden bile bulaşmazdı.
Ve fakat.
AVM'nin yapıldığı sırada ikili arasında yaşananlar nedeniyle dinlediğim Rahmetli Cemal Yeşilyurt'un anlattığı Atakum'un Eski Belediye Başkanı Adem Bektaş bunları söylüyorsa, konuya dikkatim bir kat daha artar.
''Deveci Armudu, aslında Samsun'un ürünü değil'' diyerek konuyu yumuşatmaya da çalışmış Bektaş aslında ama konu bu kadar basit değil aslında.
Deveci Armudu nerenin ürünü ona döneriz birazdan ancak, ''Adam tapusu başkasından olan araziyi parasını verip satın alıyor, bunun neresi rant'' dediği konuya bir iki cümleyle değinelim biz önce.
Gerek işadamı olsun, gerekse şu veya bu partili olsun, birilerinin arazı alması değil ki konu.
Tarla vasfında satın alınan o araziler, tarla vasfıyla kalsa ve o topraklarda tarım yapılsa kim ne der buna.
Aksine alkışlarız böylesi bir yatırımı.
Ve fakat.
Bir 'Ali Cengiz oyununu' andıran bir uygulama var ve o uygulamadan pis kokular geliyor burnumuza.
Tarla vasfındaki arazinin ederi bir liraysa, imara açıldıktan sonra aynı arazilerin değerinin defalarca katlandığını sanırım söylemeye gerek bile yoktur.
Ki;
Burnumuzun dibinde yaşanan savaş nedeniyle ülkemiz için tarımın ne kadar önemli olduğunu anladığımız şu günlerde, tarım arazilerinin ranta kurban edilmesi gibi bir saçmalığa göz yumulamaz.
Deveci Armudu nereli?
Cumhuriyetin ilk yıllarında Samsun'a göç etmiş kökü Balkanlı bir ailenin ferdi olan Rahmetli Lütfü Deveci, bu ülkenin yurt dışında eğitim görmüş ziraatçılarından biri olarak Samsun'da ve hatta Kürtün Vadisinde kurmuş ilk çiftliğine ve ilk meyvelerini de orada yetiştirmiş.
Gelemen Çiftliğinin Samsun'un bir değeri olduğunu Adem Bektaş bile kabul eder sanırım.
Hani 'Mobil Santralcilerden’ birine verilirken, yok pahasına elden çıkarılan Gelemen Çiftliğini de kuranlardan biri olarak bilinir Lütfü Deveci.
Gelemen'de kafam kadar ürettiği şeftaliler zamanın Cumhurbaşkanı İnönü ile Celal Bayar ve yine zamanın Başbakanı Şükrü Saraçoğlu tarafından beğenildiği gibi ilk armudunu da Kürtün Vadisinde aşılma yöntemiyle geliştirmiştir.
Peşi sıra oluşan sel felaketlerinin yanı sıra, nüfusun daha yoğun olduğu bölgelere ulaşmak sırasında oluşacak lojistik maliyetleri gibi faktörler nedeniyle önce Gebze'de daha sonra da Bursa da çiftlik kurmuş.
Daha çok insana ulaşması nedeniyle Deveci Armudu Bursa'nın Ağaköy'ünde ünlenmiş olduğu içinde Ağaköy Armudu olarak da bilinir olmuş yani.
Deveci Armudu çok bilinir ama 25 yıl kadar önce Rahmetli Ender Cengiz, kendisini bir ziyaretim sırasında çiftliğinde yetiştirdiği ve kafam büyüklüğünde iki armut verdiğinde gözlerim fal taşı kadar açılmış ve ''Bu ne Abi böyle'' demiştim.
Ve fakat.
Ne hazindir, Ender Abi Rahmetli olduktan sonra çiftliğin sahipliğini üstlenen evlatları da bölgenin imara açılmasını isteyenlerden olmuş.
Bütün bu anekdotları okuduktan sonra Adem Bektaş ve onun gibi düşünenler hala ''Adam tapusunu almış, rant bunun neresinde'' diyebilecekler mi merak ediyorum.
Eğer hala aynı düşünülüyorsa da benim söyleyeceğim tek bir söz kalıyor geriye.
''Allah akıl/fikir ve birazda vicdan versin''
Daha ne diyeyim.