Yeni eğitim ve öğretim yılı dün başladı.
İlk ders zilinin çalındığı saatlerde Narin'i toprağa verdik.
Okulundaki sırasında olacağı sırada mezara girdi yavrucak.
Ne acı.
Çocuklarımızı korumak zorunayız.
Ki;
Geleceğimizdir çünkü çocuklar.
Ne için öldürüldü.
Kim kıydı o yavrucağa.
Katilin kim olduğunu ve bu korkunç cinayetin neden işlendiğini henüz bilmiyoruz.
Savcılığın gizlilik kararı var biliyorsunuz ama gizlilik kararına rağmen gözaltındaki gizli tanık, ''Cesedi çuval içinde bana amca verdi, cesedi dereye ben götürdüm'' diye ifade verdiğine dair bir bilgiyi herkes gibi ben de dün gün boyu televizyon haberlerinde izleyerek öğrenmiş oldum.
Olay vahim.
Aydınlatılmaya muhtaç öncelikle bunun altını çizmeliyim.
Bu korkunç cinayetin neden ve nasıl işlendiği önemli elbette!
Ve fakat.
Bundan daha önemlisi, 8 yaşında dünyalar güzeli bir kız çocuğunun neşeyle ve heyecanla okuluyla buluşacağı gün toprak altına girmesidir.
Bir çocuk neden öldürülür.
Bir insan, bir cana nasıl kıyar.
Üstelik arkadaşlarıyla gülüp oynayacağı yaştaki bir çocuğun toprak olmasını bir insan vicdanı nasıl kabul eder anlayamıyorum.
Biliyorum ki; Narin cinayeti, ülkemdeki ne ilk, ne de son cinayet değil.
Son olmasını dilemek isterim elbette ama ''İnsanın olduğu yerde hiç bir şeye şaşırma'' denilen o Afrika Atasözüne inat, ben böylesi durumlara kendimi alıştırmayacağım ve ülkemdeki cinayetlerin son bulmasını ümit edemeye devam edeceğim.
Affet bizi güzel kızım.
Seni koruyamadık maalesef.
Sen cennetinde huzur içine uyurken, biz insanlığımızdan utanmaya davam edeceğiz.
Bize düşen de bu ne yazık ki!
* * *
CEVAT ÖNCÜ SIRA DIŞI SİYASETÇİ PROFİLİ ÇİZİYOR (2)
Cumartesi günü bu köşede, CHP'nin 31 Mart seçimlerindeki Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cevat Öncü, seçimi kaybetmiş olmasına rağmen Samsun'daki tüm yerleşim yerlerine giderek, alışılmışın dışında bir siyasetçi profili çizdiğini anlatmaya çalıştığımız yazıyı yayınlandıktan sonra bir kez daha okuduğumda, yazıda eksik ifadeler kaldığını fark ettim.
Öncelikle, Öncü' bu türden ziyaretleri neden yapıyor olduğunu tam olarak anlatmam gerekiyor sanırım.
Şöyle ki:
Bu ziyaretlerin sadece, ''Yeniden aday olduğumda bu sefer bana oy verin'' diye yapıldığını sanmıyorum.
Cevat Öncü de, kolay yolu seçerek, şu anda bütün siyasetçilerin yapmakta olduğu gibi sadece 17 ilçedeki parti binasına giderek de yapabilirdi.
Para da harcamazdı.
Oysa 500 bin lira bütçeli bir programı uygulamaya koyuyor ve bin 250 mahalleye giderek, kendisine oy vermiş veya vermemiş ayrımı yapmadan tüm muhtarlarla görüşüyor.
''Bizden, yani partimizden talebiniz nedir?'' diye soruyor.
Bunu yaparken, mahalle ve köylerdeki eksikleri de not ediyor.
Siyaseti insanlara dokunarak yapıyor yani.
Ki;
Özellikle CHP bünyesinde alışılmışın dışında bir siyaset biçimini hayata geçiriyor.