istanbul sex shop casino siteleri istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama baker depolama
Ders Almıyoruz
Yazarlar // 25 Ağustos 2020 Salı 19:52

Ragıp GÖKER

Giresun’daki sel felaketi can ve mal kaybına neden oldu.

Yazının hazırlandığı sıralarda sel felaketindeki can kaybımız, ikisi şehit asker olmak üzere toplamda 7 kişiydi.

Felaket sırasında kaybolan ve henüz ölü veya sağ oldukları bilinmeyenler de var.

Maddi kayıplarımız çok fazla zaten ama Allah’tan dileğimiz can kayıplarının daha fazla artmamasıdır.

Giresun’daki felaketten bir gün önce sel Çarşamba, Terme ve Salıpazarı’nı da vurdu biliyorsunuz.

Yeşilırmak üzerine barajlarla vurduğumuz  gemler nedeniyle “Çarşamba’yı artık sel almayacak” diye biliyorduk.

Ve buna da kendimizi inandırmıştık ancak, son yağışlar sırasında yine taşkın ve sel haberlerine tanık olduk.

Son sel olayında Terme ve Salıpazarı’nın, Giresun kadar olmasa da  çok etkilendiğinizi biliyoruz.

Bu iki ilçemizde geçen yıl da, bu sıralarda sel felaketi yaşanmış.

H.HALK felaketi, 24 Ağustos 2019 Cumartesi günü ‘UYARI VAR ÖNLEM YOK’ manşetiyle duyurmuş.

Habere göre, meteoroloji felaketin geleceğini duyurmuş.

Buna rağmen önlem alınmamış.

Ders almamışız yani.

“Biz buyuz” demeye dilim varmıyor ama gerçekleri saklamaya çalışsak da bu türden olaylar, gerçekleri yüzümüze çarpıyor aslında.

Bir tokat gibi hemde.

Covid 19 virüsü nedeniyle uyarıları nasıl dikkate almıyor ve bir birimize bulaştırmaya devam ediyorsak, “Geliyorum” diyen felaketlere karşı da önlem almıyoruz.

Biz buyuz maalesef.

Vurdumduymaz bir tavrımız var.

Halk olarak böyleyiz de.

Yöneticilerimiz farklı mı.

Hayır.

Giresun’daki felaket yerinde incelemelerde bulunan üç bakandan biri olan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Dere yataklarına ev yapmamak gerekir” diye açıklama yapmış.

Pakdemirli, deyim yerindeyse daha çiçeği burnunda bir bakan.

Yeni yani.

Dere yataklarına ev yapılması konusunda bir sorumluluğu olmayabilir.

Ve fakat.

Bir hükümet üyesi sonuçta.

Dere yataklarına ev yapan vatandaşların kusuru var.

Bunu biliyoruz.

Ama hükümetlerin hiç mi kusuru yok.

Kim çıkarıyor, ikide birde bu imar aflarını.

Pakdemirli bilmiyor mu, bütün bunların oy için yapıldığını.

Pekala biliyor olmamalı.

Dere yatağına ev yapan vatandaşı suçlamak kolay elbette.

Asıl yüreklilik, “Bizim de hatalarımız oldu” diyebilmekte.

Ki;

Bunu demeye başladığımız da zaten felaketlerin önüne geçilebilir sanırım.

Ormanlar bozulup, fındık ve çay bahçesi yapılırken, Pakdemirli’nin başında bulunduğu bakanlık mensuplarını suçlamayacak mıyız şimdi.

O heyelanlar, ormanların bozulması sonucu olmadı mı sanıyorsunuz.

Gerek yerleşim yerleri ve gerekse tarım alanlarının üretilmesi konusunda Karadeniz illeri şanslı sayılmaz.

Ormanların bozulup fındık ve çay bahçesi yapılma nedeni bu olduğu gibi, dere yataklarına ev yapılma nedeni de arsa yetersizliğidir.

Vatandaşı suçlamak kolay ama devletin her kademesinde görev yapanlar da bu sorumluluktan kaçamaz.

Misal, sel bölgesine gitmediği iddia edilen Samsun Valisi’nin, olay yerinde incelemede bulunmadan sadece valilik sitesinden yazılı açıklama yapması, kendisini sorumluluklarından kurtarmaz.

Vali, Samsun’a yeni geldi.

Sel bölgesinde daha önce yapılan tüm yanlışlardan kendisini sorumlu tutamayız elbette.

Tıpkı, günümüzün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve Tarım Ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’yi kişisel olarak suçlayamayacağımız ama kurumsal olarak sorumlulukları bulunduğunu söylediğimiz gibi.