Demokrasi Mitinginde Ölüp Tarihe Geçtiler

Ankara’da patlayan bomba Türkiye’yi yasa boğarken ölü sayısının yüksekliği değil tarihe yazılacak satırlar.

Tarihe yazılacak satırlar terörün  “Demokrasi Mitinginde” insanların canını alması.
Hem de olayın bir mafya babasının “Teröre Lanet” mitinginde söylediği “Kendi kanlarında boğulacaklar” sözlerinin ardından…
Ve Ankara’da bomba patladı.
Şimdi herkes ne bombası patladı, kim patlattı gibi soruların yanıtlarını arıyor.
Devletin teröre karşı kurulan birimleri maalesef bombanın patlamasına engel olamadı.
Bombanın patladığı yerde güvenlik önlemleri alanlar demek ki işlerini gerekli şekilde yapamadı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu geçtiğimiz hafta Pazartesi günü saat 18 sıralarında Samsun’da konuştu.
Bir gün önce yani Pazar gününden itibaren konuşmanın yapılacağı Cumhuriyet Meydanı ve çevresinde önlemler alınmıştı.
Cumhuriyet Meydanına gelecek olan yol Başbakan’ın geçiş güzergâhı Modern Pazar olarak bilinen bölgeden itibaren konuma altındaydı.
Hele Pazartesi günü buradan kimse geçemedi, bölgede evine gitmek isteyenlerin araçları bile sokulmadı oralara.
Öyle ya, ya Başbakan’ın aracı geçerken bir bomba patlasaydı, ne olurdu halleri?
Kim bilir haklarında ne soruşturmalar açılır, kim bilir kaç kişi görevden alınırdı.
Görevliler aman ha deyip önlemleri sıklaştırmıştı.
Peki Demokrasi mitinginin yapılacağı bölgede önlemler neden artırılmamıştı?
Neden insanlar ellerini kollarını sallayarak miting yapılacak yere kadar gidebilmişti?
Kanlarında boğulmaları için mi?
Mantık böyle olunca ölü sayısının bu kadarda kalmasına şükretmek mi gerekir?
Türkiye’de üç gün yas ilan edildi.
Maalesef Arabistan Kralı öldüğünde de üç gün yas ilan edilmişti.
Demek ki Türkiye’de 95 yurttaşımızın terör kurbanı olarak ölmesinin değeri sadece bir Arap yurttaşının ölmesi kadarmış.
Yazık çok yazık…
Hani bir Türk Dünyaya Bedeldi?

BALIK TUTMA İŞİNİ SEVDİM BEN
İki bin yılı.
Günlerden Pazar.
Samsunspor Boluspor ile Bolu’da oynuyordu.
Samsunspor Kulübünün Başkanı o dönem Büyükşehir Belediye Başkanı da olan Yusuf Ziya Yılmaz’dı.
Takım Boluspor ile karşılaşırken başkan burada yanındaki birkaç kişiyle birlikte balık tutmaya çıkmıştı.
Bunu hem başkan hem de yanındakiler hatırlayacaklardır.
Karşılaşma oynanırken telefonlar çalışıyordu; maç kaç kaç?
Boluspor 1 – 0 galip.
Olsun yeneriz.
Karşılaşma devam ediyordu; Maç kaç kaç?
2 – 0 Boluspor galip.
Morallar yavaş yavaş bozuluyordu.
Yine bir telefon: Maç kaç kaç?
Boluspor 3 – 0 galip.
Moraller tamamen bozulurken bu kez Bolu’dan telefon geliyordu:
Boluspor 4 – 0 galip.
Balık tutanların moralleri tamamen bozulurken başkan sormuştu:
Ne oldu bana aldırılan futbolcu bir şey yapamadı mı?
Yapamadı başkanım.
O zaman neden aldırdılar bana?
Kilo verirse faydalı olabilecekmiş başkanım.
Yani, Samsunspor hem borca sokulmuş hem de küme düşmüştü o sene.
Başkan, ayna zamanda Belediye Başkanı da olan Yusuf Ziya Yılmaz’dı.
Hatırlıyor musunuz; Geçenlerde AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu da Cumhuriyet Meydanı’na konuşmaya gelirken balık tutuyordu…

GÜNÜN SÖZÜ
Açık kalple konuşan düşman, içten pazarlıklı dosttan daha iyidir.