İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş’ın düzenlediği basın toplantısındaki “İYİ Parti’de misafirim” iması, MHP’ye geçecek mi geçmeyecek mi sorusuna verilmiş bir cevap gibi olmuş.
Bu durumda Demirtaş için “Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz” denemez elbette ama İYİ Parti İl Kongresini bekliyor olsa da, MHP’den davet gelirse de durmayacağı anlaşılıyor.
Ve fakat
Bir belediye başkanının seçildiği partide kendisini misafir görmesi ne anlama geliyor onu anlayamadım.
Demirtaş’a sormak isterim.
Seçildiğin partinin siyasetini mi beğenmiyorsun?
O vakit ne işin vardı odada.
İYİ Parti, seçim sürecinde MHP’den ihraç edilen Erhan Usta’ya da Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını teklif etmişti.
Hatta Hayati Tekin’in adaylığını açıklamak için, Erhan Utsa’nın ihraç sürecini ve ona yapacakları teklife vereceği cevabı beklediler.
Ne dedi Usta, hatırla.
“Bu süreçte parti değiştirmeyi kendime yakıştıramam”
Kazanamama ihtimaline karşı bağımsız aday oldu.
Bu kararı çok eleştirilmiş olsa da, sonuçta kendi namı hesabına ilkeli bir duruş sergilemişti.
Sen ne yaptın:
Partin, İlkadım’ı AK Parti’ye bırakınca, Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin İlkadım’ı bıraktığı İYİ Parti’nin tekliğine balıklama atladın.
İYİ Partililer ile CHP’lilerin ve hatta Saadet Partili seçmenlerin oyu ile İlkadım Belediye Başkanı seçildin.
Diyebilirsin ki; ben kendi oyumu alarak seçildim.
Sağda, solda ve ziyarete gelenlere de böyle söylediğini işitiyorum zaten.
Ama yanılıyorsun.
Kavaklı seçmenin oyu seni Başkan yapmaya yetseydi, 2014’de kaybetmene neden olan seçimlerde Anadolu Mahallesinde sandığa gömülmezdin
Sadece ülkücü seçmenin oyunun da kazanman için yeterli olmadığını sen de biliyor olmalısın ki, MHP’li seçmenin büyük bir bölümü Cumhur İttifakı’na sadık kalmıştı.
CHP’li seçmenin oyunu alamazsan seçilmezdin.
Ki;
CHP’li seçmen tümüyle sana oy verdi.
Anneler Parkındaki mitingini izlemiştim.
Bir önceki seçimde rakip olarak yarıştığın CHP’nin adayı Vedat Yılmaz’da oradaydı, sol seçmeni sana oy vermeye yönlendirecek bütün kurmayları da mitingine gelmişti.
Hürriyet Mahallesi ve çevredeki bütün mahalleleri etkileyecek gücü olduğuna inandığım Savaş Ovalı, sana oy vermeyecek ve verdirmeyecek olsa, mitingini anons ederken ne diye gırtlağını patlatırcasına halkı soşturmaya çalışsın ki.
Unutmuşsan bütün bunları, mitingin videosu var bende gönderirim istersen.
Unutmuşsan zaten ayıp etmişsin demektir.
Savaş Ovalı’dan dinlemiştim,
Anneler parkındaki miting alanında uzun süredir duran bir araç varmış, lastikleri patlak, yakıtı bitik.
“Kimin?” diye sorup soruşturulmuş.
Araç, Saadet Partisinin şimdiki İl Başkan’ı Temel Armutçu’ya aitmiş.
Temel Bey ve Savaş Ovalı miting alanını genişletebilmek için birlikte itmişler çalışmayan o aracı bir süre.
İYİ Parti’de misafir olduğunu ve bu nedenle MHP’ye gidebileceğini ima ediyorsun ya, böyle söyleyerek sadece İyi Parti seçmenine ve Savaş Ovalı’nın gönül verdiği CHP’lilere ve hatta aracını birlikte ittiği Savaş’a dönerek “Ne güzel bir iş yapıyorsun, kutlarım seni” diyen ve muhtemelen de sana oy veren Saadet Partili seçmeni temsil eden Temel Artmutçu’ya da ayıp ediyorsun.
Şimdi son bir kez daha soruyorum.
Sana sadece kapılarını değil gönlünü açarak aday yapmış İYİ Parti ve Millet İttifakı’nın ortaklarıyla mı yoluna devam edeceksin.
Yoksa..
İYİ Parti’den aday olduğun süreçte eleştirilerden bunaldığın sırada sağda solda “Başkan olduğum denmede belediyenin işlerini yaptırdıklarım şimdi beni arkadan hançerliyor” diye şikayet ettiklerinle mi yol yürüyeceksin merak ediyorum.
Ve ayrıca.
Bir buçuk yıl önce, seni ülkücü ideallerini satmakla suçlayanlar, şimdi seni neden yine partilerinde görmek istesinler.
Hani “Vermiştim” dediğin o işleri geri istemek için olmasın sakın.
Türk Siyasetinin ‘Bir Bileni’ Rahmetli Süleyman Demirel “Dün dündür, bugün de bugün” demişti.
Rahmetli bunu krizleri çözmek için söylemişti.
Kriz yaratmak için değil.
Siyaset kriz çözme sanatıdır.
Siyasi partilerde misafirlik olmaz ayrıca.
Aidiyet olur.
Son söz:
CHP’li, İYİ Partili ve Saadet Partili 93 bin 540 seçmenin oyu sana emanet.
Oy namustur.
Unutma..