Yazarlar // 27 Ocak 2015 Salı 00:00
Ragıp GÖKER
Üniversite bizim gözbebeğimiz gibi.
Özellikle Tıp Fakültesinde bir aksaklık yaşanırsa o bizim dikkatimizi çeker.
Mesela Kalp Damar Cerrahisindeki asistan sorununu çözemeyen Üniversite Rektörlüğü, önceki hafta içinde bazı maddeleri kişiye özel davetiye algısı uyandıran bir ilan yayınladı.
Üniversitemiz çeşitli birimlerde görevlendirmek üzere öğretim görevlisi alacakmış.
“Ne var bunda” demeyin.
Üniversiteye yeni hocaların alınması bence de güzel bir şey.
Ama yaygın basında yayınlanan ilandaki bazı konular dikkatimizi çekti.
Mesela Üroloji Bölümü için bir yardımcı doçent alınacağı yazıyor ilanda.
Bizim Üniversitenin Tıp Fakültesinde şu an için aralarında profesörlerin de bulunduğu 9 ürolog görev yapıyor.
Rektör Bey bu bölüm için bir yardımcı doçent daha almak istiyor.
Buraya kadar her şey normal ama ilanın açıklama bölümünde “Üroonkolojide robotik cerrahi eğitimi almış olmak, İngilizce tıp programında çalıştırılmak üzere” diye not düşülmüş olması ilginçtir.
Bundan daha ilginci de belki şudur:
Fakültede robot yok, robot olmadığı gibi üniversitenin gelecek için hazırladığı stratejik planda da robot alınacağına ve robotik cerrahi uygulamasına başlanacağına dair bir hazırlık da yok.
Kaldı ki Üniversite yönetimi şu an fakültede görev yapan 2 üroloji uzmanı hocasına robotik cerrahi eğitimi de aldırmış.
Hal böyle iken yayınlanan bu ilan, bende birileri için hazırlanmış bir davetiye algısı uyandırıyor.
Büyük bir gazetede yayınlanan ve birisini davet için yayınlandığı algısı uyandıran bu ilan nedeniyle bizatihi o hekimin başvuruda bulunması normal. Ama ilanı gören ve ilanın açıklama bölümündeki o özelliklere de kendisinin de uyduğunu düşünen bir başka hekim daha başvuru yapmış. Şimdi bu iki yardımcı doçent fakültede dekanın da aralarında olduğu üç kişilik jüri önüne çıkacak.
Kim kazanacak bilemem ama Samsun’a çok uzak, Ege ile Akdeniz bölgesi arasında kalan bir ilde şu sıralar görev yapan o hoca jüriden ‘geçer’ not alırsa buna nedense hiç şaşırmayacağım.
Kul hakkı yemekten korkarım. Bu nedenle eleştirilerimi kişiler üzerinden de yapmak istemem. Rektör beyin de, beğendiği bir bilimi adamını üniversitesine almak için haklı gerekçeleri olabilir.
Amacım “Fakültede 9 ürolog varken neden 10.’yu alıyorlar” diye eleştirmek de değil. Keşke bir değil, 9 hoca daha alsalar, bundan ancak mutluluk duyarım.
Ama fakülte hastanesindeki kalp damar cerrahisinde asistan olmadığı için bir süredir yeterli ameliyat yapılamazken, üniversitenin yönetimini bu hayati durumu düzeltmek için çaba içinde görmek yerine, fakülteye bir ürolog almak için özel bir gayretin içinde görmek bizi üzüyor.