''Erdi Cumhuriyetim 50 şeref yaşına'' diye marşlar söylediğimizde henüz ortaokul öğrencisiydim ki; öğretmenlerimiz 100. hatta 200. yaşını da kutlayacağımızı anlatırken, Ata'mızın bir sözüne atıfta bulunarak Cumhuriyetimizin ilelebet payidar kalacağını, yani sonsuza kadar yaşayacağını öğretiyorlardı bize.
''Erdi 50 şeref yaşına'' dediğimiz günlerin üzerinden 51 yıl geçmiş ve Cumhuriyetimiz yeni yüzyılını bir yıl geride bırakmış çok şükür.
Cumhuriyetimizin 101. yılına eriştik.
Kutlu olsun.
Ülkemizin gözbebeği kuruluşlarından TUSAŞ'a yapılan hain saldırı nedeniyle Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümünü biraz buruk bir ortamda kutluyoruz maalesef.
Oysa bizi bölmeye, kardeşliğimize leke düşürmeye çalışan ihanet şebekesi unutmuş olabilir ama Cumhuriyetimiz, Türk, Kürt, Laz, Çerkez Arnavut yani, kendisini bu toprakların parçası hissedenlerin ortak çabasıyla, Çanakkale'de, Dumlupınar'da, Sakarya meydan muharebesinde göğüs göğüse çarpışarak düşman işgalinden kurtardıkları bu kutsal topraklar üzerinde kurulmuştur.
Git bak Dumlupınar'daki ve dahi Çanakkale'deki şehitliklere, Samsunlu Mehmet'in yanı başında Diyarbakırlı, Urfalı, Muğlalı, yani Anadolu'nun ve dahi Rumeli'nin dört bir yanından gelip toprağa düşenler, ''Sen Türk'müzün, Kurt'müsün?'' diye sormadılar bir birlerine.
Tek bir ülkü için feda ettiler kendilerini.
Ki;
O ülkü vatan sevgisiydi.
Cumhuriyeti kuran kadrolar arasında da Türk,Kürt ayrımı olmamıştı.
1920'deki birinci meclisimizin üyeleri arasında Güneydoğu Anadolu Bölgemizden de temsilciler var nitekim.
Türk, Kürt, Laz, Çerkes.
Biz biriz, bütünüz ve hep birlikte Türkiye'yiz.
Çünkü Cumhuriyet.
Özgürlüktür.
Eşitliktir.
Hür düşüncedir.
Cumhuriyet aydınlanmadır.
Cumhuriyet, köle olmaktan kurtulmaktır.
Cumhuriyet birey olmaktır.
Cumhuriyet, seçme ve seçilme hakkını tanıyan demokrasiye geçişin anahtarıdır.
Kısaca Cumhuriyet fazilettir.
Çok yaşa Cumhuriyet.
Nice yüzyıllara.
Kutlu olsun hepimize.