Cumartesi günü Kemal Kılıçdaroğlu'nun açış konuşmasıyla kamuoyuna sunulan CHP'nin Yeni Yüzyıl Vizyonu, üzerinden yapılan tartışmalar sürüyor.
Türkiye'nin en çok okunan köşe yazarlarından Yılmaz Özdil bile, sırf eşinin yanında görünerek, ona destek olmak amacıyla hasta yatağından kalkarak geldiği salonda uyuklayan Selvi Kılıçdaroğlu'nun görüntüsü üzerinden yaptığı eleştirinin iktidara yakın medya tarafından da sahiplenmesi, sunumun sıkıcılığına bir kanıt olarak gösterildi.
Doğrudur.
Sunumda kullanılan dil, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin ''Epistemolojik kopuş'' söylemi kadar olmasa da, halkın anlayabileceği türden değildi.
Ve fakat.
Söylenenler önemliydi.
Önceki günkü yazım da, ekonomik konular sıkıcıdır, dinleyenleri sıkar ekonomi ama yok da sayılamaz şeklinde bir tespitim olmuştu.
CHP’nin Yeni Yüzyıl Vizyon Belgesi önemliydi elbette ama halka bu şekilde anlatamaz.
Halka inmek gerekir yani.
Halkın partisi olduğunu iddia eden CHP, halkın anlayacağı bir dil kullanmalı.
Tıpkı 1973 seçimleri öncesinde 'Karaoğlan' efsanesinin yaratılmasına neden olan dil gibi.
Neydi o dil.
''Ne ezilen, ne ezen. İnsanca, hakça bir düzen'' demekti.
O dil, günümüzde AK Parti'yi 20 yıl iktidarda turan kent varoşlarının ve orta sınıfın oylarının CHP'ye akmasını sağlamıştı.
Halkçı bir dildi, o dil.
''Toprak işleyenin, su kullananın'' şeklindeki diğer bir dil de, feodal düzene başkaldırının habercisi olan bir manifesto niteliğindeydi adeta.
O sloganda kullanılan dil, toprak reformunun yapılacağını ve ağların elindeki toprakların, asıl sahiplerine yani halka verileceğini anlatıyordu.
Sade ve yalındı.
Halkta hemen karşılığını bulmuştu.
Köylü seçmenin oyları da CHP'ye akmıştı.
Köylerden ve varoşlardan gelen oylar, CHP'yi 1974 ve 1977 seçimlerinde birinci parti yapmıştı.
Gerek Jeremy Rifkin ve gerekse diğer akademisyenlerin sunumları dikkat çekiciydi.
Özellikle o da bir bilim insanı olan Selin Sayek Böke’nın sunumu, halkın refahını artırmaya dönük bildiri nitelindeydi ama o da çok anlaşılamadı.
O dil zor.
Başka bir dil kullanmalı CHP.
''Ne ezilen, ne ezen'' gibi yani.
Önceki günkü yazıma yorum yapan bir okurum, ''Ben emekliyim CHP bana ne vaat ediyor'' diyor ve önceki yazılarımdan birinde anlattığım ''Emekli olduğumda maaşım, asgari ücretin katı kadardı'' şeklindeki örneği hatırlatarak, yorumunu şöyle sürdürüyordu:
''CHP bizim maaşlarımızın o orana göre yeniden düzenlenmesini sağlayacak mı, açık söyleyeyim, ister sağdan ister soldan olsun, oyumu bunu yapacağını vaat eden partiye vereceğim''.
Halk,''Karnım nasıl doyacak. Bana bunu anlat ama ne söylediğini ben de anlayabileyim'' diyor yani.
Bilmem anlatabildim mi?