Bu ilk defa oluyor.
İdeolojik tartışmalardan kendisini sıyıran CHP, seçim bildirgesindeki vaatleriyle uzun yıllar sonra ilk kez "Bu ülkeyi yönetmeye talibiz" mesajını vermiştir.
CHP alışılmışın dışında ekonomi ağırlıklı söylemlerle gidilen seçim öncesinde ilk defa "Üretim" diyor mesela.
Üretimden elde edilen gelirin nasıl paylaşılacağını, üretimin nasıl artırılacağını anlattıktan sonra söylüyor bu defa.
Bu yeni yaklaşım, CHP adına ezber bozan bir durumdur.
CHP bu ülkeyi kuran partidir.
Her ne kadar halen tatışılıyor olsa da Atatürk'ün 10. Yıl Nutku'nda söylediği gibi cumhuriyetimizin ilk yıllarında 'az zamanda çok ve büyük işler' başarılmıştır.
Ama çok partili dönemin CHP kadroları sürekli muhalefette kalmanın etkisiyle olsa gerek, kendilerinin ne yapacağını anlatmak yerine, iktidarları eleştirmeyi
tercih etmişler.
Ne zamanki, halk hatırlanmış "Toprak işleyenin, su kullananın" ve de "Ne ezilen, ne ezen. İnsanca, hakça bir düzen" gibi sloganlar ile bunlara dayalı
politikalar üretilmiş, seçmende karşılık bulan bu poltika yapma anlayışı nedeniyle de CHP halkın oyunu almayı başarmıştır.
Ancak 70'li yıllarda sandıkta seçmenin tercihini CHP lehine çeviren o politikaların mimarlarından birisi olan Deniz Baykal'ın Genel Başkan olduğu dönemde sosyal politikalar ve söylemlerden uzaklaşılmış, bunun yerine sıklıkla rejimle ilgili kaygılar dile getirilirken, süreç daha çok iktidarlarla ağız dalaşı yapılarak geçiştirilmişti.
Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan olunca 2011 seçiminde 'aile sigortası' gibi bir politika geliştiren CHP, 7 Haziran'da yapılacak seçim için yeniden sosyal
politikalar üretileceğinin ilk işaretlerini vermişti aslında.
Öyle anlaşılıyor ki, ilk işaretlerini Kartal Mitinginde gördüğümüz üzere bu seçim sürecinde Kemal Kılıçdaroğlu'nu iktidarı eleştiren söylemler yerine kendi
partisinin politikalarını anlatan bir siyasetçi olarak izleyeceğiz.
Kemal Kılıçdaroğlu tarafından hafta sonu açıklanan seçim bildirgesinde yer alan vaatler bu seçim döneminin en çok tartışılacak konusu olacak.
Özellikle 'emeklilere iki maaş ikramiye' AK Partiyi en çok zorlayacak seçim vaadi olarak dikkati çekiyor.
Kredi faizlerinin yüzde seksenini sileceklerini de vaat ediyor CHP.
Kılıçdaroğlu, geçen seçim dönemdeki aile sigortasını anımsatan bir vaadini anlatırken, yardıma muhtaç ailelere 720 lira para vereceğini de söylüyor.
Asgari ücretten vergi alınmayacağını vaat etmek bile, asgari ücretle çalışanları ve bu parayla geçinmek zorunda kalan binlerce aileyi sevindirmeye yetecek özelliktedir.
Ama bir emekli olarak, olası bir CHP iktidarında iki maaş ikramiye alabilme ihtimaline rağmen itiraf etmeliyim ki, taşeronluk sistemine son verileceğininin söylenmesini daha heyecan verici bir vaat olarak görüyorum .
Ki;
Bu taşeronluk sisteminin ülkemizin çalışma yaşamını olumsuz etkilediğini ve toplumdaki sosyal dengeleri bozduğunu düşünüyorum.
Özellikle bazı devlet kurumlarında işlerin 'hizmet alımı' adı altında 'modern köleler' olarak bilinen taşeron işçilerine yaptırılmasını hiç bir zaman doğru
bulmadım.
Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı seçim beyannamesi, CHP'nin politika yapma anlayışının değişeceğine dair izler taşıyor.
Bu politika yapma biçimi CHP'yi iktidara taşımaya yeter mi bilinmez ama seçmende bir karşılığı olacağını da düşünüyorum.
Ben hep şu ilkeye inanmışımdır:
Devleti yönetenler, yurttaşlarının refahını arttıracak çözümler üretmelidir.
Bunun da siyasal partiler tarafından yapılacağını bildiğime göre, halkın refahını arttıracak çözümleri hangi parti üretirse, oyları da o parti alacaktır.