CHP, 47 yıl sonra büyük bir seçim başarısı göstererek, Türkiye'nin seçim haritasının büyük bölümünü kırmızıya boyadı.
Buna karşın, Samsun sarı kaldı.
CHP örgütleri Türkiye'nin büyük bölümünde başarılı oldu ama Samsun örgütleri ise yine sınıfı geçemedi.
Seçimin üzerinden 25 gün geçti.
Her partide il ve ilçe örgütleri, seçim sonuçlarının hesabı görülüyor.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, seçimlerden partisinin hezimetle ayrılmasının sorumluluğunu üzerine aldı ve partisini kongreye taşıyacağını açıkladı.
Akşener, Millet İttifakı’ndan ayrılacağını beyan ettikten sonra seçimlere hür ve bağımsız gireceklerini ve buna bağlı olarak 81 ilin tamamında kendi adaylarını çıkaracaklarını söylemişti.
İYİ Parti tabanı buna uymadı haliyle ve reaksiyon vererek, oylarını CHP'li adaylar lehinde kullandılar.
İYİ Parti büyük bir oy kaybı yaşadı haliyle.
Akşener de, partisinin bu duruma gelmesinin kendi sorumluluğu olduğunu düşündü ve kongrede aday bile olmayacağını duyurdu.
Buna karşın, yenilginin sorumlularından olan il ve ilçe başkanları hala yerinde oturuyorlar.
CHP de, Hatay'ı kaybetti biliyorsunuz.
Lütfü Şavaş'ın aday yapılmasında etkili olduğu bilinen İl Başkanı Hakan Tiryaki, her sorumlu siyasetçi gibi yenilginin sorumluluğunu üstlenerek istifa etti.
Olması gerektiği gibi yani.
Ve fakat.
Atakum'un kazanılmasıyla teselli bulmaya çalışan CHP, Samsun'da da ağır bir yenilgi yaşadı aslında ancak, Samsun örgütünde yenilginin sorumluluğunu hala üstlenen yok.
Üç maymunu oynuyor herkes.
Seçim yapıldı ama sonuçlara dair bilgiden habersiz gibiler.
Oysa Cevat Öncü'nün sahada gösterdiği üstün gayrete rağmen CHP’liler yine hayal kırıklığı yaşadılar.
Çarşambalılar lokalinden yürütülmeye çalışılan seçim kampanyasından başka sonuç alınması da beklenemezdi zaten.
İlçe teşkilatlarına şöyle bir bakarsanız, sandıklara bu örgütle sahip çıkılamayacağı belli gibiydi ve öyle de oldu.
Çoğu sandıkta parti görevlisi yoktu.
Partiye emek verdiklerine inandığım bir iki arkadaşımın meclislere seçilmesine sevinmekle birlikte, CHP'nin Samsun'daki seçim yenilgisinin nedenlerinden biri, ilçe adaylarının yetersizliği ise bir diğeri de, meclis adaylarını belirlenmesi aşmasında yaşanan sıkıntılardır.
İlkadım listesi ise bu durumun en çarpıcı örneğidir.
''Söz verdik'' diye listeye isim mi yazılır Allah'ınızı severseniz.
Sanırsınız, parti ailelerinden miras kalmış muhteremlere.
CHP’nin ilçe örgütü, kendisine söz verildiği için listeye yazılan o arkadaştan, Büyükşehir meclisinde Mustafa Tüfek performansı bekleyecek öyle mi?
Çok beklersiniz.
Mustafa Tüfek, yıllarca karşısındaki iktidar bloğuyla tek başına savaştı.
Görev yaptığı yıllar boyunca, tek başına iktidara kan kusturmıuştu desek abartamayız sanırım.
Bu arada Mustafa Tüfek, partisi CHP tarafından çok haksızlığa uğratıldı.
En azından bir özür beklemek hakkıdır diye düşünüyorum
Sahi İlkadım ilçesinde meclis listeleri hazırlanırken yaşanan o kavga gürültü neydi öyle.
''Listeye onu değil, bunu yazacaksın'' diye partiye baskın yapanların, ilçe başkanının odasında rehin tutulmak istenmesi, bu nedenle partiye polis çağırılması ve meclis üyelerine dair listenin son dakikada ancak polis nezaretinde seçim kuruluna verilmesi durumunu kelimenin tam anlamıyla rezalet değil de nedir?
Bütün bunlar olurken, başkanından yöneticilerine il örgütünün olan bitene seyirci kalmaları ise anlaşılır gibi değil.
İlçe belediye başkan adayı da bir alem.
Başkan adayının, listeyi içine sindiremediğini söyleyerek, yakın arkadaşlarına şerefi üzerine söz verdiğini ifade ederek, listelerin kesinleşeceği gün istifa edip çekileceğini ve partiyi adaysız bırakacağı yönünde beyanını Samsun'da işitmeyen yoktur sanırım.
Şeref üzerine verilen o söz daha sonra unutuldu haliyle.
Ve fakat.
Ben onda değilim.
Sorgulanması gereken konu, ilçe belediye başkan adayı, inanmadığı bir listeyle seçime girerek, nasıl bir başarı bekledi ben onu merak ediyorum aslında.
Şu notu da eklemek isterim:
İlçe başkanını sahada seçim çalışması yaparken gören oldu mu bilmiyorum ama adaya sahada yardımı dokundu mu onu da merak ediyorum.
Son söz:
Hatay İl Başkanı gitmiş nitekim.
Sahi, siz hala o koltuklarda oturuyor musunuz?