’Toprak işleyenin, su kullananın’’ sloganını üretmiş CHP, bir süredir köylerden ve dolayısıyla köylü seçmenden uzaklaşmakla suçlanıyordu.
Doğrusu buya bir dönem için elitlerin kontrolünde bir görüntü veren CHP’ nin yereldeki yöneticileri, kırsalda çok görünmezlerken, siyaseti daha ziyade parti binalarında yapıyorlardı.
Biliyorsunuz CHP’nin İlkadım örgütü bir yıldır yeni bir kadroyla yönetiliyor.
Yeni kadro yeni bir anlayışı da beraberinde getirmiş gibi görünüyor.
Belli ki örgütte yeni bir heyecan dalgası da oluşmuş.
Kadın ağırlıklı bir yönetim oluşturan Arzu Sabuncu, örgütünü sürekli sahada tutuyor.
Şehrin varoşları ve köyler için sürekli hareket halinde olan bir ekibi var Arzu Sabuncu’nun.
Mesela bir komisyon kurulmuş ve bu komisyonun üyeleri İlkadım’ın 20 köyünü gezerek, sorunları yerinde dinleyiyorlar. Ocak sonunda başlattıkları köy turunu tamamlayan bu komisyonun üyeleri bir de rapor hazırlamışlar.
Kamuoyu ile de paylaşılacağını ve merkezdeki mahalleler için de hazırlanacağını öğrendiğim o raporu bende gördüm.
İlkadım’ın köylülerine özgü bir durum mudur bilemem ama bizim İlkadım’ın köylerinde siyasetçilerden beklentiler de farklılaşmış.
Misal, eskiden daha çok kişisel talepler dile getirilirken, günümüzde ise köy halkının bütününü ilgilendiren konulardan söz edilir olmuş.
Mesela, elektrik ve telefon hatlarının sıklıkla arızalandığını söyleyen de var, sağlık ocaklarının yetersizliğini de.
Milli eğitimin taşımalı sisteminden de yakınıyorlar ama bir talepleri var ki bana çok daha anlamlı geldi.
‘’Biz tarım yapmak istiyoruz’’ diyorlar mesela ve bunu nerdeyse ortak bir dille seslendiriyorlar.
Yakın bir tarihe kadar Samsun’un merkeze yakın köyleri ile Tekkeköy, Bafra ve Alaçam’ın köylerindeki tarlalarda daha çok tütün yetiştirilirdi.
Tütün tarımı benim bildiğim kadarıyla köylerde yapılan işlerin belkide en meşakkatli olanıdır.
Zordur yani tütünle uğraşmak.
Buna rağmen benim köylü hemşerilerim ‘’Biz alın terimizi akıtarak, tütün yetiştirmek istiyoruz’’ diyorlar.
Helalinden para kazanmak istiyorlar yani.
Emek en yüce değerdir.
Hele Temmuz ve Ağustos sıcaklarında tarlalarda alın teri dökülerek verilen emek çok daha anlamlıdır.
Ulu Önderimiz boşuna ‘’Köylü milletin efendisidir’’dememiş.
Helal olsun İlkadım’ın köylülerine.