Cumhuriyeti kuran pati olan CHP'de değişim rüzgarları esiyor.
Ki;
O rüzgar da sert esiyor biraz.
Her şey, Cumhurbaşkanı Adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu'nun, seçimi kaybetmesiyle başladı.
Ki;
Kaybedilen o seçim, ülkede birçok kesim tarafından kesin kazanılabilir bir seçim olarak görülüyordu.
Ekonomimiz çok zor bir süreçten geçiyor biliyorsunuz.
Döviz kurları, seçim sırasında da, seçim sonrasında da tarihi zirvelerde dolaşıyor.
Seçim kararının alındığı tarihlerde enflasyon çift haneleri bile zorlar durumdaydı.
Pandemi zaten dünya ile birlikte ülkemizi de vurmuştu.
Derken ''Asrın Felaketi'' denilen Kahramanmaraş merkezli depremlerle sarsılmıştı ülkemiz.
Resmi rakamlarla 50 bin yurttaşımızı kaybettiğimiz depremde 11 şehrimiz etkilendi.
Başta Hatay olmak üzere bir şok şehir yerle bir oldu.
On binlerce bina yıkıldı.
Seçime gidilirken, depreme geç müdahale edildiği ve bu nedenle ölü sayısının arttığı iddiaları dillendiriliyordu.
21 yıllık AK Parti iktidarı en zor günlerini yaşıyordu yani.
Bu arada CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu aralarında İYİ Parti'nin de bulunduğu altı parti ile oluşturduğu Millet İttifakı'nı kurmuştu.
Muhaliflerce ''Şimdi değilse ne zaman?'' anlayışıyla başlatılan kampanyada seçimin kazanılacağına kesin gözüyle bakılıyordu.
Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu emeklilere asgari ücret oranında bayram ikramiyesi vaat edilmişti.
''Size Söz'' ve ''Baharlar gelecek'' sloganlarıyla yürütülen seçim kampanyasında Kılıçdaroğlu'nun en çarpıcı vaatlerinden biri de depremzedelere bedava konut vaadiydi.
İktidar da boş durmadı tabi.
İktidar, kamu olanaklarını sonuna kadar kullandı.
Hatta Kılıçdaroğlu, kendisini terör örgütleriyle işbirliği içinde gösteren ama montaj olduğu da anlaşılan video görüntüleriyle yıpratılmaya çalışıldı.
Kılıçdaroğlu'da bu suçlamalara net bir cevap veremedi falan ama hiç adil bir seçim süreci yaşanmadı yani.
Ve fakat.
Sonuçta ''Kesin kazanılır'' denilen seçimi Kılıçdaroğlu kaybetti.
Recep Tayyip Erdoğan, yine kazandı ve o bilinen balkon konuşmasını bir kez daha yaptı.
Kemal Kılıçdaroğlu daha önce de girdiği seçimleri kaybetti ama koltuğu hiç bu kadar sarsılmamıştı.
Çok sayıda kişi Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olması gerektiğini savunanlardan olmuştu.
Bu satıların yazarı, Kılıçdaroğlu'nun kazanması halinde ülkede çok şeyin değişeceğine inanlardan biriydi.
Ülkede olası değişim için bir dip dalga harekete geçmişti yani.
Kılıçdaroğlu o dip dalgaya rağmen seçimi kazanamadı ve beklenen değişimi sağlayamadı.
O dip dalga şimdi CHP'yi değişime zorluyor.
Aynı şeyleri yaparak farklı sonuç alınamayacağına göre, aynı kadrolarla farklı sonuç alınması da mümkün değildir.
Kılıçdaroğlu bir süre daha direnecektir ama bir noktada onunda direnci kırılacaktır.
1972'de İnönü-Ecevit vakası gibi, kurultayda Kılıçdaroğlu -İmamoğlu vakası yaşanır mı bilmiyorum.
Süreç ona doğru gidiyor gibi ama sonucu da bekleyip göreceğiz.
* * *
S/B fotoğraflardaki Samsun
Sosyal medyada ‘Samsun’un dünü bugünü nostalji’ gurubunun kurucularından Hüseyin Kösebay ve arkadaşları, 1937 yılında çekildiği anlaşılan siyah beyaz fotoğraflarla bir sergi açmışlar.
Cerrahi aletler müzesinde açılan sergiyi gezdim dün.
86 yıl önce çekilmiş fotoğraflarda baktığımda ‘’Samsun ne kadar küçükmüş, ama insanları da ne kadar zarifmiş’’ diye düşündüm.
Müellifi yani çeken kişinin bilinmediği fotoğraflar toplanırken de, sergiye hazırlanırken de büyük bir emek harcandığı anlaşılıyor.
Hüseyin Kösebay, sergiye gelen herkesle tek tek ilgileniyor ve sergiyi gezdirirken, fotoğraflardaki ayrıntılarla ilgili de bilgi vermeyi ihmal etmiyor.
Teşekkürler.