CHP, yeniden umudumuz olacak mı?

“Biz de varız” demiş CHP’nin İl Başkanı Mehmet Atalay.

İl Başkanının bu seçim yarışında var olduğunu söylemesi beni ziyadesiyle mutlu etti.

Bir ilçede seçim çalışması yapan arkadaşlar, köyden alışveriş için şehir merkezine gelmiş bir köylü vatandaş ile konuşuyorlar.

Vatandaş çok dertli.

“Ürünüm para etmedi, ineğimi satacağım ama inekte para etmiyor, 500 lira verdiler koca ineğe” diyor.

Bizim Salim Sürmeli soruyu yapıştırıyor o vakit.

“Kime vereceksin oyunu” diye.

“AK Partiye vereceğim tabii ki başka parti mi var” diye yanıt verince birbirimize bakıyoruz.

Yaşamından memnun değil köylü.

Ürününün para etmediğini söylüyor.

Belli ki geçim sıkıntısı çekiyor.

İneğini bile satmayı göze almış bu yüzden. Kendisini bu duruma düşüren siyasi iktidarın AK Parti olduğunu biliyor ama diğer partileri alternatif olarak görmüyor.

Paradoks mu sizce şimdi bu köylü vatandaşın içinde bulunduğu durum.

Kimi suçlayacaksınız.

Eziliyor ama kendisini ezeni tek seçenek olarak görüyor diye, tek suçlu o köylü mü?

“Toprak işleyenin, su kullananın”

1977 seçimlerinde CHP’yi birinci parti yapan önemli bir slogandı bu.

Köylü vatandaşların oyunu sandıkta 6 oklu amblem üzerine basmalarında çok etkili olmuştu.

Şehirlerde varoşların oyunu da “Ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen” sloganı sarıp sarmalamıştı.

Bugün CHP bu söylemleri dile getiriyor mu sizce.

Köylü vatandaşı ve varoşların ezilenlerini, sandıktaki tercihlerini makarna ve kömür torbalarına göre şekillendirdikleri için kızmayacaksınız.

Kızmanız gereken, halktan uzaklaşan siyasetçilerdir.

Sosyal demokrat politikalara inanmış birisiyim ben.

Ürünü para etmediği için ineğini satmayı bile düşünen köylü vatandaşın içinde bulunduğu durum yüreğimi yaralıyor benim.

Ve fakat

Yaşadığı bütün sıkıntılara rağmen, siyasal tercihinde AK Partiyi tek seçenek olarak gören o köylüyü zerre miskal suçlamadım ben.

Bunu aklımdan bile geçirmedim.

Onu bu çaresizliğe iten sistemi suçladım.

Neden AK Parti bu arenada tek başına at koşturuyor.

“Bizde varız” demek güzel elbette.

Umut vermek için iyi bir çıkıştır ama yeter mi?

Sanmam.

Sahada var mısın, sen ona bak.

MHP il Başkanı Şaban Kılıç’ın sürekli ilçelere ve köylere gittiğini biliyorum. Seçmeni ile sıcak temasını kesmiyor.

Bu yazıyı hazırladıktan sonra, Osman Genç’in Bafra’daki seçim çalışmasını izlemeye gideceğim. Bunun için gönüllü oldum. Osman Genç’i büyük bir heyecan içinde görünce, “Bu çalışmalarını yerinde görmek isterim” demiştim.

Ama CHP il Başkanı Mehmet Atalay’ın da bunu yapmasını isterim ben.

Onunla da bir ilçede yürütülen CHP seçim çalışmasını izlemek istiyorum.

Bir ilçeye giderse ve “Hadi sen de gel derse” buna hazırım. Onu söylemek istiyorum.