Yazarlar // 5 Şubat 2021 Cuma 08:35
İsmail BAŞARAN
Samsun’da Lâdik ve Havza ilçelerinde sulama konusunda bir proje yapıldı. 2015 yılında yatırım programına alınan Lâdik Sulama Projesi daha sonra askıya alındı ve çalışmalar başlamadı ancak bir gelişme oldu. Ne mi oldu? Buradan kısaca anlatalım. Bu proje zaman içinde neden askıya alındı? İşte bu bilinmezleri İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Erhan Usta, "Bölgedeki vatandaşın sulama ihtiyacını nasıl gidermeyi planlıyorsunuz?" diye sorarak gündeme getirdi.
İYİ Parti ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Samsun milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Erhan Usta, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a yazılı soru önergesi vererek projenin akıbetini sordu.
2015 yılında 92.000.000 TL proje tutarıyla Yatırım Programı'na giren sulama işine harcanacak para zaman içinde doğum yaptı ve fiyat yükseldi. Proje fiyatı 2019 yılında 183.098.000 TL proje tutarına erişti. Dedik ya rakamlar doğum yaptı. Bu projeden İbi ve Havza Ovaları yararlanacak. Havza, Lâdik ve Kavak ilçeleri yararlanacak projeden.
Fiyatın neden yükseldiği sorusu aklınıza geliyor şimdi. Ya bir yandaşa verilecek proje ve uygulama sırasında fahiş kazanç sağlatılacak veya enflasyon yok denilen Türkiye’de gerçekten enflasyon olduğu İktidar tarafından da kabul edilmiş olacak. İki durumda da olan yine vatandaşa olacak. Vatandaşın vergileri yine heba olup gidecek. Başlıkta yazdım ya, soru şu: Üretici kaybederken kim kazanacak? Sorunun yanıtını siz verin.
VURUN ABALIYA
Halk arasında kullanılan bir deyimdir bu. Sıkça kullanılır ancak kullanan bazen ne anlama geldiğini bilmez, aslında bu deyim sessiz ve sakin kalan kimselere yapılan zulüm ve haksızlığı belirtmek için kullanılır. Bütün yükün yumuşak huylu kişiye yükselmesi, sessiz ve güçsüz kimselerin hırpalanması, hakkının çiğnenmesi anlamı taşır.
Samsun’da YEPAŞ, son zamanlarda sürekli abalıya vuruyor. Gerekçesi de vatandaşın sessiz ve sakin kalması hakkını yasal yollarla aramıyor olmasıdır.
Vatandaştan sayaç okuma adı altında ücret alınıyor. Oldum olası bu işin nedenini çözemiyorum bir türlü. Elektrik bana satılıyor. Ben elektriği satın alıyorum. Firma benden kullandığım elektriğin parasını alıyor üstüne üstlük bir de sayaç okuma bedeli tahsil ediyor. Yani firma çalıştırdığı işçinin ücretini vatandaşa ödetiyor. Siz taksiye bindiğinizde kilometre başına fiyat ödüyorsunuz, araçtaki sistemden de görüyorsunuz ne kadar kilometre gittiğinizi, kilometre başına alınıyor ücret, ancak o saatte taksiyi kullanan sürücünün ücretinin ne kadar olduğu yazılmıyor. Orasını işletmeci veya taksiciyi bağlıyor. Sayaç sizden habersiz sökülüyor sonra da sökme ve takma parası size ödettiriliyor. Sadece suda değil elektrikte de aynı oyun oynanıyor. Vatandaşı kaz zanneden kurumlar o kadar yoluyorlar ki bu kış günü vallahi tüy olmadığından kazlar da üşüyor. Burada vatandaş olarak kaz ben oluyorum.
Türkiye gerçekten ülke gibi değil de şirket gibi yönetiliyor ve kazanan hep şirket sahibi oluyor. Günler geliyor ve geçiyor, vatandaşın önüne sandık gelecek işte o zaman bu şirket ya iflas edecek ya da patron kongardoto ilan edip bırakıp gidecek.
GÜNÜN SÖZÜ
Dünyada her millet icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır. (Mustafa Kemal ATATURK)