Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci, dün düzenlediği basın toplantısıyla Seyir Terası'nın icradaki satışıyla ilgili eleştirilere cevap verdi.
Dün bu köşede, Atakum Belediyesine ait taşınmazlarının haczedilmesiyle ilgili ve de özellikle Seyir Terası'nın satışı sürecinde yaşananları ''İtirazım var'' başlığıyla yazmıştım hatırlarsanız.
Bugünde aslında Seyir Terası'nın yok pahasına satılma sürecine dair geri planda yaşananları yazmayı planlamış ve yazıma ''Masum değil hiç birisi'' şeklinde bir manşeti bile düşünmüştüm.
Cemil Deveci'yi dinleyince yazımı öyle kurgulamaktan vazgeçtim.
Şimdi İshak Taşçı'nın da Cemil Deveci'nin basın toplantısında söylediklerine vereceği bir cevabı bekleyeceğim.
Cemil Deveci ne dedi şimdilik ona bakacağız haliyle.
Sadece arsası için 7 milyon 850 bin lira dolayında değer biçilen Seyir Terası'nı 3 milyon 900 bin lira gibi yok pahasına bir bedelle satın alan kişinin Boyabatlı olması nedeniyle kafalarda oluşan soru işaretlerine verdiği cevabı yazayım önce.
''O kişi, baba tarafından benim köylüm. Ama benden yani Cemil Deveci'den hırsız çıkmaz.''
Belediye Başkanı seçildiğinde tanımadım ben Cemil Deveci'yi, 45 yıla yakın süredir tanırım kendisini.
Ve fakat.
Bir gazeteci olarak kimseye kefil olmayacağım gibi Cemil Deveci'ye de kefil olamam elbette ama Samsun kamuoyu önünde ''Benden hırsız çıkmaz'' diyorsa da, bu sözü için de kendisini ''Samimi mi, değil mi?'' diye sorgulamam.
Söylenenleri bir tarafa not ederim elbette ama sonuçta icraata bakarım.
Yanlışına, ''Yanlış'' der, eleştirimizi de yazarız.
Mesela..
Cemil Deveci, Samsun Basınını, kamu malının icradan satışına izin verilme nedenini sorgulamamakla suçluyor ya.
Bu tespiti çok doğru bulmuyorum.
Belediyelerin kepçesi, dozeri ve belediye hizmet binaları haczedilemez elbette ama diğer tüm taşınmazları haczedilebiliyor.
Makam odasındaki mobilyalar ve makam araçları icra da satılabildiği gibi Seyir Terası gibi yerlerinde haczedilmesi mümkün yani.
Bu türden mülklerin icradan satışı engellenemez mi?
Kimsenin, özelliklede belediyeden alacaklı olanların mağdur edilmemesi ve bunun için de belediyelerin borçlarını ödemesi gerekir elbette.
Ve fakat.
Atakum Belediyesi gibi dara düşmüş ve borçlarını ödemekte zorlanan belediyelerin mallarını hacizden korumak adına uyguladıkları türlü yönetmelerin uygulandığını da işitiriyoruz .
Seyir Terası'nın, icra dairesinde yok pahasına satılmasına neden olan süreçte neler yaşandı bunu da bilmek lazım.
Deveci, ''Bizim dönemimizde de 5-6 ay hizmet aldık'' dediği alacaklı firma olan Cihan Temizlik, Atakum Belediyesine uzun yıllar hizmet vermiş.
Taşçı döneminde de, Metin Burma döneminde de ve hatta Adem Bektaş döneminde de Atakum'un çöplerini o firma toplamış.
Metin Burma döneminde, kendileriyle çalışmak için bir ön şart bile sürülmüş, irmaya ‘’Bizimle çalışmaya devam etmek istiyorsanız bir miktar paranızı içeride tutacağız'' denilmiş.
Firma da bu koşulu kabul etmiş.
İshak Taşçı döneminde ise firmaya alacakları karşılığında Atakum'da aralarında değerli arazilerin olduğu bazı taşınmazlar verilmiş.
Buna rağmen firma belediyeden yine de alacaklı olmuş.
Çünkü bu dönemde yenilenen ihalede bedel de, yaklaşık olarak iki katına kadar yükselmiş.
Cemil Deveci'nin belediyeyi aşırı borçla aldığını biliyoruz.
Ki;
Bu durum borçlanma sınırının 28 milyon lira dolayında aşıldığına dair bilgiyi Sayıştay raporlarından anlıyoruz.
Yani demek istediğimiz, Deveci para olmadığı için mi bilmem ama temizlik firmasına ödeme yapmamış.
Firma da haklı olarak parasını istemiş, alamayınca da haciz işlemi başlatmış.
Bunu yaptığı için firmayı suçlayamayız elbette ama Cemil Deveci'nin basın toplantısında ''Bizimle anlaşmaya yanaşmadılar, ödeme planı yapmak için kendilerini arayan arkadaşlarımızın aramalarına dahi cevap vermediler'' diye söylediklerine göre bir değerlendirme yapmak gerekirse de, firmanın tutumunda iyi niyet aramak da ne kadar doğru onu da bilemedim.
Bu arada firmanın da bu konuda açıklaması olursa, bu satılar kendilerine de açıktır elbette.
Türkiye'de birçok belediye batak durumda.
Dolayısıyla belediyeler gibi kamu kurumlarına hizmet veren birçok firma da alacaklarını alamadıkları, ya da zamanında tahsil edemedikleri için zor duruma düşüyor.
Başkanlar, bol keseden vaatlerle belediyeleri borçlandırıyorlar.
Başkanlar, gelip geçiyor, borçlar da bizim sırtımızda bir yük olarak kalıyor ama bu bile yetmiyor. Milletin ortak malı olan Seyir terası gibi mülkler de yok pahasına elden çıkıyor.
Atakum Belediyesi, icradaki satış işlemine itiraz edecekmiş.
Hukukçu değilim elbette ve bu nedenle yanılmayı çok isterim ama o satışın iptalini gerektiren bir sebebi de göremiyorum maalesef.