“Keşkeler ve eğerler” ortalıkta uçuşuyor.
Bu seçim sonrası da basında ve halk arasında konuşmaları duyuyorum.
“Keşke muhalefet kendi adaylarını çıkarsaydı” diyenler var.
İnsanlar bunu diyor ama peşine ekliyor “partimden bir aday olsaydı oy verirdim.”
İş öyle değil tabi ki!..
Seçimde iktidar partisi kendi adayını çıkardı.
Muhalefet partileri de kendi adaylarını çıkarsaydı, olacak olan tablo yaklaşık olarak son yerel seçimlerdeki aynı olurdu.
Kayıpları ve kazanımları da hesaplamak lazım ama sonuç denk olurdu.
Bu tezimin temel dayanağı “memleketin 30 Mart’taki seçim havasından halen çıkmamış olması”dır.
Oy kullanım oranı yine düşük olur ama bu kadarda olmaz, %80-85 aralığında olurdu.
Bu durumda seçim kuvvetle muhtemel 2. Tura kalırdı.
2. tura kalan adaylar ise tahmin ettiğiniz gibi iktidar ve ana muhalefetin adayı olurdu.
***
2. tura kalan seçimlerde;
Pkk/Demirtaş doğu-güneydoğudaki oylarının karşılığı pazarlığa kalkışacak,
Seçimler iktidar sağı, ana muhalefet solu temsil edecek,
demirtaş’a giden oylar en iyi ihtimalle orantısal olarak dağılacak veya pazarlık konusu olarak ağırlıklı bir yere gidecek,
Sağ-sol işine dönecek seçimlerde sağ/merkez sağ partilerin muhalefette olanlarının tamamı başka bir sağ partinin adayına oy vermek zorunda kalacaktı.
Bu durum genel merkezler tarafından “siyasetin gerçekleri” noktasından incelendiğinde endişe verici bir durum olarak ortaya çıkacaktı.
İşte o zaman Cumhurbaşkanı %60-65’lerle seçim kazanacaktı.
Zaten çatı aday formülünün temel dayanağı da bu değişkenler ve siyasi realite dir.
“Çatı’nın aday formülü” muhalefet için en uygulanabilir ve başarıya yakın formüldü.
***
Muhalefet seçmeni çatı aday formüle destek veren genel merkezlerini desteklemelilerdi.
Desteklediler de ama yeterli olmadı.
Bu biat etmek değil, genel merkezin vermiş olduğu karara saygı duymaktır.
Siyasetin gereği de budur.
Çatı’nın Adayı formülünde sorun arayanların şunu bilmesi gerek; “çatı aday bugünün değil 12 yıllık siyasal sıkışmanın bir sonucudur.”
Oluşan bu sıkışmanın sonucunda en iyi formül Çatı, en iyi aday İhsanoğlu olarak karşımıza çıktı.
***
Seçimlerden önce de birçok siyaset ve gündem konularında genel merkezlerini fütursuzca eleştirenler birçok seçmenle konuşuyordum.
Ülke gündemine; Milliyetçi, Ulusalcı, Atatürkçü cepheden bakanlar “muhalefet neden birlikte hareket edemiyor?” gibi sorgular içerisine giriyordu.
Bu, Çatı’nın adayı formülü Türkiye Cumhuriyeti siyasi hayatında yıllardır özlenen “birlikte hareket etme kültürü”nü üst seviyelere taşımıştır.
Çatı’nın Adayı, Türk demokrasisine ve siyasal hayatına neler kazandırdığının etkilerini ileride göreceğiz.